Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Görüntüler

Yeni bir anayasa, yeni bir sistem için yürüyoruz. Çoğulcu ve kadirşinas bir demokrasi istiyoruz.
Coğrafyamızda mezhep çatışmaları esnasında patlayan kindar histeriye karşı Cumhur Reisi Erdoğan'ın İran da: "Ölen kim? Müslüman ve insan. Kim kimi öldürüyor diye baktığımız zaman ben burada mezhebe bakmıyorum. Beni ne Şia ne Sünni ilgilendirir. Beni burada Müslüman ilgilendiriyor. Ben insan odaklı olarak bakmak durumundayım. Öyleyse bizim bir araya gelerek, oturarak, konuşarak bu işin müzakeresini, müşaveresini yaparak artık bu kana, ölüme hep birlikte bir son vermemiz lazım." demesi kendini aşan bir ülkeye inancı kuvvetlendirdi.
Paskalya için yaptığı tebrik ise farklı yaşam biçimlerine duyulan hürmetin vizyonuydu:
"Bizler, farklılıkları zenginlik olarak gören kadim medeniyetimizden aldığımız güç ve adalet anlayışıyla insanların din, dil, etnik köken ayrımına maruz kalmamalarına; kendi kültür, gelenek ve inançlarını özgürce yaşayabilmelerine büyük önem veriyoruz. Hıristiyan vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm Hıristiyanlara Paskalya Yortuları vesilesiyle tebriklerimi ve esenlik dileklerimi sunuyor, kendilerini en kalbi duygularımla selamlıyorum..."
Yalova'da "dağınık filozof" yaşayan bir öğretmenin mülki amir tarafından haşlanması ve daha sonra bir başka nedenden kalp krizi geçirmesi kamuyu üzdü. Eski kafalı bürokratlar kadar, yeni demokrasi hedefiyle uyum sorunu olan yöneticiler gerçeğinin üstünde çalışmamız gerektiğini hatırlattı.
Dağınık filozofu tanıyan bir öğrencisinin yazdığı mektup, bize benzemeyen insanlara tahammülün bir laf ı güzaf değil bir ruh inşası olarak kabul edilmesinin altını çizdi.
"İyi matematikçiydi ki TUBİTAK ödülüyle tescilli. Mevcut eğitim modelini sorgulardı. Meraklı öğrencilerle matematik teoriler tartışmayı, sanat, kültür, edebiyat, bilim konuşmayı severdi. Paradan anlamaz, maddi hesaplarla işi olmazdı. Boşandıktan sonra sıkıntı çekti, kolay atlatamadı, duygusaldı. Hayatı kitaplar, sanat, müzik, kemanı, matematik, öğrencileriydi..."
Bir taraftan uyduruk, asparagas "karınızı yiyebilirsiniz diyen Suudi Müftü!" haberi gibi bir orantısız geri zekâlılığa balıklama atlayan islamofobik medya muhayyilemizi zorlarken...
Diğer taraftan İngiliz Financial Times gazetesinin internet sitesinde yer alan Daniel Dombey imzalı yazıda, bizim basında yayınlanan dip Gladyo belgelerine ve Masonik örgütlenmeler eliyle dinin nasıl dizayn edildiğine yönelik ifşaat "komplo teorileri ve kara propaganda" olarak nitelendi...
Nitelendi de IŞİD'ten Gezi olaylarındaki CNN tahrikine; MİT tırlarına saldırmaya, milli sırları pazarlamaya kadar bir sürü girişimin aslında "kuş gözlemcileri derneği" tarafından yapıldığına dair "karınızı yiyebilirsiniz!" tadındaki propagandayı kamuoyu yemedi, güldü de geçti.
Diğer yandan kır saçlı medya ergenlerinin savcının katl videolarına pornografik bir heyecanla sarılmaları tıbbi teşhisi kesinleştirdi!
Anlaşıldı ki anti-Erdoğan cephe kafayı iyiden iyiye yedi, iyice hastalandı. Topkapı Sarayı Müdürü kariyeri bittikten sonra şirazesi oynayan İlber Ortaylı'nın içindeki küfürbazın tahliye olmasıyla fotoğraf daha bir netleşti.
Tam da bu noktada "hasta" insanlara cevap vermek zorunda kalanların edebini bozmaması, "doktor" kimliğinde sebat etmesi de şart oldu.
Paralel kumpasın hukuk iğfalleri marifetiyle darbelerle yüzleşme şansını bir ölçüde yitirdiğimiz zehabına kapılsak da, 100 yıllık askeri-yargı-taassup oligarşisinin gözüne bakmaktan korkmayanlar adına arınmanın bitmeyeceğini, hissi kalben vuku yoluyla idrak ettik.
Kesinleşen aday listelerine baktığımızda Ak Parti yine vesayetle yarışacaktı. CHP, MHP eski Türkiye kafasıyla devam ediyordu çünkü.
HDP'ye gelince, terör ve ayaklanma çağrılarını 19. yüzyılda bırakabilirse seküler demokrat bir Türkiye partisi haline gelebileceği ve Yeni Türkiye'ye omuz verebileceği temennisi dilimizin ucuna kadar geldi.
Ama biz normal insanlar açısından esas konu her zaman refahın daha da çok yaygınlaşmasıydı. Misal; SGK yapılandırmaları sırasında ortaya çıkan yüklü yekûnla güreşen insanları rahatlatacak bir ıslah düşünülebilirdi. Sağlık devriminden henüz yararlanamayan mütevazı insanlar için bir dokunuşun çok yerinde olacağı kanaati belirebilirdi.
Mamafih, halkın lehine sıcak hareketlerin bir seçim yatırımı değil bir merhamet atılımı, bir merhamet hareketi olarak görüleceği ve memlekete çok yakışacağı...
Toplumun ortak mutabakat defterine, iyilik defterine daha önceden zaten not edilmişti...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA