Önce şurada anlaşalım. Sağır sultan duydu ama biz birlikte söyleyelim: Gezi parkında, ilk günlerinde olan biteni eleştiren, daha fazla demokratik reform isteyen, çadırların yakılmasını, haksız şiddeti cehennem ehli görüp seçtiklerimize doğru konuşarak ikaz eden -"samimi" anlamında kullanıyorum- Batıni Demokratlar olaraktan biliyoruz ki, o eyleme ilk katılanların hepsi toptan ne Vandal'dır, ne ulusalcı faşist, ne de tacizci, ayyaş sapık!
Ama polisin çekilmesini fırsat telakki eden pusudaki fanatik sırtlanların, ilk anların Kalbikırıklar'ından sonra, hele polis gidince ortaya çıkan tırsak timsahların, itirazı nasıl bir teröre dönüştürdüklerini hepimiz gördük. Ülke yandı, yandık, genç ölümler yüreğimizi dağladı.
Çok şey kaybettik birlikte. Burası net. Kışkırtılmış nefret büyütüldü. Öfkeyi tetiklemek için her şey yapıldı.
Uzun Adam'ı sevenler düşman ilan edildi!
Sonra işe Wall Street Journal, Ananas Dindarları falan dahil oldu. Ulusolcu akıl tutulması Dallas civarında planlanan bir oyuna balıklama daldı. İşler karıştı. Kendi karizmamızı deldik. Halkın parasını, paramızı kaybettik.
Brütüsler art arda sırttan bıçakladı Sezar'ı!
Neyse...
Seçim dışı yollar peşindeki -zer- zevatın son günlerde artan kara komedisi bir başka fecaat ama! Kabataş hadisesiyle alakası olmayan görüntüler üzerine kindar cenahta porno taraftarı yazılar birbiri ardına patladı. Özellikle kadınlar girdi topa! Kendi cinslerinden bir mağdur için erkeksi, cinsel fantazyalar söylediler. Ağızlarda bir şapırtı.
Şaşkın izledik.
Erkekler arası gizli anlaşmaların farkındaydık tabii ki!
Bazı karakterler için, kadınlar hakkında bıyık altından ve belden aşağı konuşmak bir testosteron manifestosuydu hâlâ. Ve bu şeytani riya bir utanç vesikası olaraktan erkek neslinin boynunda asılıydı sittin senedir.
Porno kafası en çok dil bilenimizde bile var, numaraya gerek yok! Hayatımızı yaralayan, ilişkilerimizi sakatlayan, insanı uydurulmuş bir mahlukata indirgeyen bir ruh kezzabıdır bu.
Erkek nesli böyle kirli, böyle bulaşıcı bir ahmaklıkla malul olduğundan büyüyemez işte bir türlü! Bu da sahih bir gerçek...
İyi ama biz kadınlara bakıyoruz şimdi. Çünkü tacizi anlatan bir kadın!
Ve kadın yazarlar vurdu en çok ona!
Tamam da, o filmlerde en fazla kadınlar aşağılandı! Hödük bir cinsiyetçi kafanın kadın bedenine hangi gözle baktığının şahikasıydı o filmler! Kadını salt bir haz alma metaı haline getiren ve onu insanlığından soyarak bir şişme balona, bir zevk hizmetçisine çeviren.
Tecavüzcü ilkokulu, kadın düşmanlığı mastır kurumu.
Ne işleri vardı sözde özgürlükçü, közde feminist kadınların kendi hemcinslerinden birine, sırf başı örtülü diye...
O Gezi Parkı sırasında neler olduğunu biliyoruz oysa! Alkol, sıcak, hezeyan ve tahrik anlarında neler olabildiğini! Tacizin dik alasının kadınların üstünde yapıldığını, küfürler ve köprüler ve geğirtilerle...
Neyse...
Yani finalde, şu Kabataş'la ilgili porno bilinçlerle yazan "solcu" kadın yazarlara bakıyorum da Çekirge, bir kere daha, "kadın, kadının kurdudur usta" diyorum...