Bu ara kitaptı, kitapçıydı kaptırdık gidiyoruz ya, devam edelim istedim. Gazetem SABAH, şu günlerde deniz kültürü adına çok önemli bir iş yapıyor. Sponsoru olduğumuz Avrasya Boat Show'da deniz yazarları ile imza ve söyleşi günleri düzenledi... Bu, iki açıdan çok önemli. Birincisi kim ne derse desin aslında deniz kitapları okuyucuya çok zor ulaştırılabiliyor. İkincisi, okuyucusu ile yazarın bir araya gelebilmesi çok ama çok ender gerçekleşiyor. Bu kez deniz kokulu yazarların büyük çoğunluğu SABAH'ın güvertesinde olacaklar. Dilerim bunu bir gelenek haline getirip, bu yıl ulaşamadığımız diğer dostları da ilerleyen yıllarda bir araya getirebiliriz. Dün büyük usta Sadun Boro ile denizcilik literatürünün yeni isimlerinden Patricia Muradi okurlarıyla buluştular. Bugün şair, kaptan, romancı, belgeselci Oktay Sönmez'i, yarın Yücel Köyağasıoğlu'nu, 19'unda Prof. Dr. Eralp Akkoyunlu'yu ağırlayacağız. 20 Şubat'ta Haldun Sevel, 21 Şubat'ta bendeniz, 22 Şubat'ta Hülya Leigh, 23 Şubat'ta Çetin Kent SABAH güvertesinde hazır olacak. Bu buluşmalar kitapların tanıtımı açısından da çok önemli. Çünkü dağıtım gerektiği yaygınlıkta yapılamıyor. Aslında bu sadece denizcilik literatürünün değil Türk edebiyatının çıkmazı. Hem de inanılmaz bir açmaz.. Kitap popülerse hemen korsanı basılıyor. Yani yazan da, basan da perişan. Eğer çok satmaya aday değilse bu kez de kitapçı almıyor, dağıtıcı ilgilenmiyor. Raflar, vitrinler o ara hangi kitap modaysa onlarla kaplanıyor, diğerlerini ara bulabilirsen. Böyle olunca da kitapçı zaten satabileceğini satmış oluyor, diğer kitapların satılma şansı ise hepten yerlere düşüyor. Yakın zamanda Denizler Kitabevi'nin başlattığı deniz kitapları yayınlarında, Teoman Arsay'ın büyük katkılarıyla Ataköy Marina Yat Kulüp, Yaman Koray'ın eserleriyle Akis Yayınları ve deniz kitapları serisiyle Naviga, çok kısa bir sürede pek çok eseri denizciliğimize kazandırdılar. En yeni kitaplar ise Prof. Eralp Akkoyunlu'nun Deniz Çingenesi ile rekortmen kadın denizci Ellen McArthur'un Avucumdaki Dünya oldu.

UFAK TEFEK BİR KIZ
Akkoyunlu'nun kitabını daha okuyamadım ama Ellen gerçekten de insanı şaşırtacak şeyler yazmış. Kitabın şaşırtıcı yönü o ufacık, tefecik kızcağızın tek başına en usta erkek denizcilerle giriştiği yelken mücadelesi değil. Onun denizi bu kadar içten ve her şeyi sıradan bir işmiş gibi kabul ederek, abartmadan anlatması. Bu kitabın ilginç bir yönü daha var. Kitabı bir İngiliz kadın denizci yazdı, bir Türk kadın denizci tercüme etti ve bir başka kadın denizcimiz de editörlüğünü yaptı: Ellen McArthur, Hülya Leigh ve Tuba Noyan... Yani kadın denizciler, denizi anlattılar. Üçünün de beynine, eline sağlık. Sözü bir büyük hayalimle noktalayayım. Bizim deniz yazarlarımızın kitapları başka dillere tercüme edildiğinde gururum katlanarak artacak. Darısı o günlere inşallah...