"Kendimi bildim bileli evcilik oynamayı çok severdim. Oyunculuğun da bu olduğunu düşünüyorum. Oyun oynamak çok zevkli. Hep bu mesleği icra etmek istedim. Şansım da yaver gitti" diyor Melis İşiten. Onu şu sıralar Maraşlı dizisinin Dilşad'ı olarak izliyoruz. Kocasını aldatıyor Dilşad. İşiten'in deyimiyle sevgi açlığı yaşarken akıntının içinde kaybolup gidiyor. Kendisi aldatma olayını onaylamasa da büyük konuşmaktan da kaçınıyor.
Melis İşiten, beş yıl evli kaldığı oyuncu Uraz Kaygılaroğlu'ndan yaklaşık iki yıldır ayrı. Dünyalar güzeli Ada adlı bir kızları var. İlişkisiyle ilgili konuşurken oldukça samimi. "Severek evlendik ve sonra ayrıldık. Pişman değiliz. Ada da bu duruma alıştı" diyen İşiten, aşka olan inancını asla kaybetmediğini söylüyor.
- Maraşlı büyük bir ilgiyle izlenmeye devam ediyor. Dizi sizin için nasıl gidiyor?
- Evet, izlenmeler bizi çok mutlu ediyor. Gerek oyuncu arkadaşlarım, gerek yapım, gerek tüm kamera arkası ekibi tek tek herkesle çalışmakta büyük keyif alıyorum. Bir de seyirci istenilen karşılığı verince daha ne olsun, keyfimiz yerinde pek tabii.
- Maraşlı'nın kariyerinizde bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum. Ne dersiniz?
- Birkaç bölüm konuk olarak dahil olmak dışında senelerdir devamlı bir işin içinde yer almıyordum. Annelik serüvenimden dolayı tercihim bu yönde değildi. Ben de Maraşlı'nın kariyerim için önemli olduğunu hissediyorum. Kendimi en çok sevdiğim ve en verimli hissettiğim bu dönemde yeniden ekranda olmak beni çok mutlu ediyor.
DİLŞAD SEVİLMEK İSTİYOR
- Dilşad hayattan ne istiyor?
- Dilşad her ne kadar öyle görünmese de henüz, yaşadığı hayattan çok memnun. İlhan'la severek evlenmiş ve oğluna çok düşkün. Hayattaki asıl motivasyonu sevilmek olup bununla ilgili yeterince beslenemediği için birtakım zayıflıklarına şahit oluyoruz. Kötücül değil, ama istediği merhameti ve ilgiyi göremediği için çırpınıyor. Aslında kocası tarafından en az işi kadar sevilip huzurlu ailesiyle yaşamak asıl hikayesi Dilşad'ın.
- Karakterle benzerliğiniz var mı?
- Aslında karakterin bana benzeyen tarafları olduğunu düşünmüyorum. Ben ondan daha dışa dönük bir kadınım. O başına gelenleri ve hissettiği tüm eksikleri iç dünyasında yaşamak ve sevgiyi başka yerde aramakta buluyor çözümü. Ama benzerlik bulmaya çalışırsam belki sevilmekle ilgili derdini benzetebilirim. Benim de ne yazık ki onaylanmak ve sevilmek ile ilgili gereksiz arsızlıklarım var.
- Dilşad'ın eşini aldattığını öğrendik. Neden İlhan'ı aldattı sizce? Hem de İlhan'ın en yakın arkadaşıyla...
- Tabii ki ahlak eşiği yüksek biri olarak en yakın arkadaşıyla ilişki yaşamasını doğru bulduğumu söyleyemem ama bu tarz yargılamalardan çok korkarım açıkcası. Çünkü hiçbir zaman başımıza ne geleceğini bilemeyiz. Dilşad'ı haklı göstermek için söylemiyorum ama iç dünyasında gerçekten ağlayacak omuz olduğunu düşünüyorum Ozan'ın ona. Bu kadar işine düşkün, karısını ve oğlunu ihmal eden bir eşin yanında onu dinleyen, onu gören bir adama gitme arzusu bu. Görünür olamamak sanırım eşiyle ilgili en büyük derdi Dilşad'ın.
KEDERDEN DEĞİL, NEŞEDEN YANA
- "Doğru insan diye bir şey yoktur. Güzel hatıralar vardır sadece" yayınlanan son bölümün güzel sözlerinden biriydi. Katılır mısınız?
- Katılırım sanırım. Ben insanlardan çok, anlar ve anılarda takılı kalırım hep. O hatıraların bana hissettirdikleri çok kıymetli ve unutulmaz olur.
- Uraz Kaygılaroğlu ile beş yıl evli kaldıktan sonra ayrıldınız. Bu süreçte bir pişmanlık yaşadınız mı?
- İkimizin de süreçle ilgili bir pişmanlığı yok. Çok severek evlendik ve yıllar içinde sevgimizin dönüşen halinden memnun olmayıp ayrılmaya karar verdik. Bence çok arkasında durulabilecek bir gerekçe bu. Ada çok şükür çok uyumlu ve sevgi dolu bir çocuk. Kolay alıştı, keyfi yerinde. Çok sevildiğini biliyor ve bu da ona yetiyor.
- Aşka ve evliliğe karşı düşünceleriniz değişti mi?
- Ben aşka aşık bir kadınım. Tüm yaşam enerjisinin ortasında aşk olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla inancımı yitirmem pek mümkün değil. Evlilik henüz dünyamda olan bir konu değil ama hiçbir şey için büyük konuşmam tabii. Yıllar neyi getirir bilemeyiz.
- İyi bir anne olduğunuzu düşünüyor musunuz? Sizin için iyi annelik ne anlama geliyor?
- Bu sorunun cevabını yıllar sonra Ada'nın ağzından duymak isterim. Annelik benim için yol arkadaşlığı. Ada kendi hikayesini yazıyor ben sadece onun sırtını dayadığı dağ olmaya çabalıyorum. Ona hayatta tercihini kederden değil, neşeden yapmayı öğretmeye çalışıyorum. Çok şükür şimdilik, söylemek için erken olsa da fena gitmediğimizi düşünüyorum.
TOPUKLU DÜŞKÜNÜYÜM
- Dilşad şık bir kadın. Modayı takip ediyor musunuz?
- Başkasının üzerinde çok beğendiğim ve satın aldığım bir parçanın ben de istediğim gibi durmadığını anladığım zaman bıraktım modayı takip etmeyi. Sabit bir stilim vardır diyemem ama genel olarak rahat etmeyi öncelik bilirim. Genel geçer kalıplara çok takılmadan aynada beğendiğim her şeyi giyerim. Hatlarımı ön plana çıkarmam beklenirken ben salaş giyinmeyi tercih ederim. Ama tüm bu rahat tarzımın içinde topuklu ayakkabı düşkünlüğümü de belirtmeden geçmeyeyim.
SOSYAL TACİZİ SÜREKLİ YAŞIYORUM
- Sosyal medyada aktifsiniz. Her şeyi paylaşıyorsunuz. Olumsuzluklarla karşılaşıyor musunuz?
- Ne yazık ki alıştım. Korkunç bir şey bunu söylüyor olmak ama normalleşti bu durum benim için. Sosyal taciz sürekli yaşadığım bir durum. Konunun benimle değil, tamamen yazan kişinin kendi dünyasındaki problemleri ile ilgili olduğunu çözdüğüm gün biraz daha rahatladım. Ama sosyal medyada Ada üzerinden canımın yakılmaya çalışılmasından hoşlanmıyorum.
- "En büyük büyülerden biri, onu anlamak ve anlaşıldığını bilmek. O ya da onlarla yaş almak" diye bir paylaşımınız var. Doğru anlaşılıyor musunuz?
- Ne yazık ki hayattaki en büyük sıkıntılarımdan biri bu. Doğru anlaşılmak istiyorum hep. Anlaşılmak biliyorum ki karşı tarafla ilgili bir şeydir, o nasıl anlamak isterse öyle anlayacaktır seni ama ben hep boş bir çabaya girerim.