Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Türkiye’yi görmeden anlatıyorlar

Onlar Türkiye’ye hiç gelmedi ama izledikleri Türk dizileri, dinledikleri Türkçe şarkılar sayesinde Türkçe öğrenmeye başladılar. İstanbul’a hiç gelmeden görmek istedikleri yerleri sıralayan Mısırlı kadınlar en çok Sen Anlat Karadeniz dizisinin çekildiği Karadeniz Bölgesi’ne gitmek istiyor

Türk dizilerinin uluslararası başarısı, onların Türkiye'ye olan ilgisini artırdı. Bir şarkı, bir dizi sahnesi, bir yemek... Hepsi, onların Türkiye'ye olan sevgisini perçinledi ve Türk kültürüne olan meraklarını derinleştirdi. Özellikle Türk dizilerinin güçlü hikayeleri, karakterleri ve kültürel zenginlikleri, bu kadınların kalplerinde Türkiye'ye dair bir özlem yarattı.
İstanbul'a hiç gelmemiş olan bu Mısırlı kadınlar, gözlerinde canlandırdıkları İstanbul'un tarihi ve kültürel güzelliklerini sıralarken, özellikle Sen Anlat Karadeniz dizisindeki eşsiz doğayı görmek için Karadeniz'e gitme hayalini kuruyorlardı. Onların hayallerinde Türkiye, sadece bir ülke değil, keşfedilmeyi bekleyen büyülü bir diyardı. Her biri, Türkiye'yi tanımanın, hiç görmedikleri bu ülkeye gönülden bağlanmanın tatlı bir hikayesini yazıyordu. Bu hikayeler, Türk dizilerinin dünya çapındaki etkisini ve kültürel diplomasiye olan katkısını bir kez daha gözler önüne seriyor.





TÜRKÇE'YE BÜYÜK İLGİ DUYUYORLAR
Yunus Emre Enstitüsü sayesinde 70'e yakın ülkede 90'a yakın yurt dışı temsilciliklerinde milyonlarca kişi Türkçenin birleştirici çatısı altında bir araya geliyor. Geçtiğimiz günlerde bir ülkeye hiç gitmeden uzaktan nasıl hayran olunur ve dizilerin başka ülkelerin insanları üzerindeki etkisini Mısır'ın başkent Kahire'de canlı canlı gördüm. Kahire'de Türkçe öğrenen Mısırlı kadınlara Türkçeye neden ilgi duyduklarını ve Türkiye'yi nasıl biliyorsunuz diye soruma yanıt verirkenki heyecanları gözlerinden okunuyordu. Hikayeleri, kültürel diplomasi ve etkileşimin ne kadar güçlü olduğunu ve insanların farklı yollarla bir dili ve kültürü nasıl benimsediklerini gösterdi ve tabii ki Türk dizilerinin başarısını.
Türkiye'ye gelmeden Türkçe öğrenen bu isimler, kültürel bağların nasıl kurulduğuna ve güçlendiğine dair ilham verici örnekler sundu. Bugüne kadar çevrim içi 25 bin kişi; yüz yüze ise 25 bin kişi olmak üzere toplamda 50 bin kişiye Türkçe öğreten Kahire'deki Yunus Emre Enstitüsü'nde buluştuğum Mısırlı kadınlar, Sen Anlat Karadeniz dizisi sayesinde Trabzon'a gitmek istiyor. Dizilerden öğrendiği yemekleri denediğini söyleyen Reem, Türk mutfağının inceliklerini keşfederken dilimizi de büyük bir ustalıkla benimsediğini ekliyor. Gerisini onlardan dinleyelim.

Martina Vaqdi / Tercüman
BU DİL ÇOK HIZLI DERKEN...
Beden eğitimi dersinde arkadaşım isimlerden bahsederken dizide Elif diye bir kızın olduğunu söyledi. Ben o güne kadar Türk dizisi izlememiştim. Bir gün bana geldiğinde birlikte izledik Kara Para Aşk'ı. "Bu dil çok hızlı konuşuluyor, çok zor" dedim. İzleye izleye alt yazıdan öğrenmeye başladım ilk. Sonra Yunus Emre Enstitüsü'ne geldim Türkçe öğrenmek için. Türkiye'ye hiç gelmedim ama çok merak ediyorum, bir gün mutlaka geleceğim. Biz Türkerle her zaman dostuz, dili öğrendikten sonra da çok Türk arkadaşım oldu.




Reem Maher / Öğrenci
KIZ KULESİ'Nİ GÖRMEK İSTIYORUM
Güzel sanatlar fakültesinde okuyorum, ablam okulu bitince Türkiye'ye gitti. Ben de ablam gittikten sonra Türkçe öğrenmek istedim. Maalesef Türkiye'yi hiç görmedim ama İstanbul'u özellikle Kız Kulesini görmek istiyorum. Ben Kız Kulesine özel bir resim yaptım, hatta o yüzden yakından görmek istiyorum onu. Türkiye'yi görmedim ama Türkiye deyince aklıma ilk yemekler ve baklava geliyor. Mısır'da tanıştığım Türkler çok samimiler, ben onların dostluğunu çok sevdim.

Shahd Usama
DÖRT DİL BİLİYORUM, ÖNCE TÜRKÇEYİ ÖĞRENDİM
Yabancı dilleri öğrenmeyi çok seviyorum. İletişim fakültesine girdim, birinci dil olarak Türkçe, ikinci dil olarak İspanyolcayı seçtim. Dört dil biliyorum şu an. Türkçeyi çok seviyordum zaten. Her duyduğumda, ne güzel, ılık bir dil diyordum. Türkler akrabalar gibi, o yüzden çok yakınız, kültürlerimiz birbirine yakın, çok benziyoruz. İki ülke arasında ilişkiler iyileşti, aramızda yıllardan beri gelen büyük bir dostluk var, birbirimizi bu yüzden çok seviyoruz. Türkçeyi daha iyi konuşmak için Türkiye'ye gelmek istiyorum.

Nahlah Shehab-Eldeen / Göz doktoru
ATASÖZÜMÜZ GİBİ, KAN ÖZLÜYOR
2018 yılında İstanbul, Bursa ve Maşukiye'yi ziyaret ettim, gelecekteki planım ise Karadeniz'i görmek. Ben Türkiye'yi sadece beğenmedim, bayıldım. Annemin dedeleri Türk, bir atasözü var kan özlüyor. Umre sırasında bir Türk aileyle tanıştım ve Türkçe öğrenmek istedim, o ailenin kızları da Arapça öğrenmeye başladı. Dizilerden de Türkçeyi biraz öğrendim sonra kursa yazıldım. Şimdi bir sürü Türk arkadaşım var çok mutluyum.




Menna Tamer
İKİ ÜLKE HER ZAMAN GAZZE'NIN YANINDAYIZ
Ben de Türkçeyi dizilerden öğrenmeye başladım. Bir program indirdim sonra orada devam ettim. Babam beni öyle görünce "Kursa gitsene" dedi, ben de Yunus Emre Enstitüsü'ne gittim. Çok sevdim bu dili. Bence dil öğrenmek çok güzel bir beyin sporu. Türkiye'ye gitmedim ama çok görmek istiyorum. Türkiye deyince aklıma ilk çay geliyor. Dizide gördüğüm bir sahne vardı. Fakir çocuk, zengin bir kıza simit yemeyi öğretiyordu. "Önce peyniri koy, sonra çayı" diyordu. Ben de o sahneyi görünce bunu canlı canlı denemek istedim. Biz Mısırlılar olarak Türkleri çok seviyoruz. Gazze'ye yardımı iki ülke beraber yapıyoruz. Bu savaş elbette insanın psikolojini bozdu.

Toka Ala
ÖNCELERİ TÜRKÇE ÖĞRENİYORUM DİYE KIZARLARDI, ŞİMDİ HER ŞEY DEĞİŞTİ
2018 yılında İstanbul, Bursa ve Maşukiye'yi ziyaret ettim, gelecekteki planım ise Karadeniz'i görmek. Sen Anlat Ka-Karadeniz radeniz dizisinde Kara-Karadeniz'i gördüm ve şimdi deniz'i orayı görmek istiyorum. Annemin dede- dedeleri Türk, bir atasözü var kan özlüyor. Okuldaki leri arkadaşlarım Türkçe öğrenmek istediğini söyledi bana, sonra Umre'ye gittim. Umrede bir Türk aileyle tanıştım ve Türkçe öğrenmek istedim, o ailenin kızları da Arapça öğrenmeye başladı. Dizilerden de Türkçeyi biraz öğrendim sonra kursa yazıldım. Şimdi bir sürü Türk ar- arkadaşım var çok mutluyum.

Ghada Arafa
TÜRK YEMEKLERİNDE HEP YUMURTA VAR
Türkçeyi izlediğim bir dizide ilk kez işittim. Söz, Sen Anlat Karadeniz ve Kara Para Aşk en sevdiğim diziler diyebilirim. Bu diziler sayesinde Türkçeyi öğrenmeye başladım. Türkiye'ye gelmeden Türkiye'yi çok iyi biliyorum gibi. İlk Trabzon'u gör- görmek istiyorum, Sultanahmet ve Ayasofya mek camilerini canlı görmek için geleceğim. Ben yu- yumurtayı normalde çok murtayı sevmem ama Türkiye'de her şeyin içinde yumurta var. Menemeni sevdim çok. Türkiye ve Mısır çok eskilerden beri dost, bazı şeyler değişiyor tabii ama aslını bozmuyor. O dostluk etkilenmiyor. Biz iki ülke asla ayrılmaya- ayrılmayacağız, biliyorum.




YÜZ YILLIK DOSTLUK
Mısır ve Türkiye arasında yeni köprüler
Önümüzdeki yıl Mısır ile diplomatik ilişkilerimizin yüzüncü yılını kutlayacağız. Bu tarihi dönüm noktası Mısır ve Türkiye'nin kültürel işbirlikleri ve dostluk kutlamalarıyla yeni köprüler kurabilir ve kalıcı dostluklar inşa edebilir. Geçtiğimiz günlerde Yunus Emre Enstitüsü'nün bu yıl yedincisi düzenlenen 'Medya Buluşmaları' programı için Mısır'ın başkenti Kahire'deydim. Bu buluşmaların toplumlar arasındaki anlayışı ve dostluğu medyanın gücü aracılığıyla pekiştirdiğini bir kez daha gördüm. İnsanlar; kültürel etkinlikler, dil öğrenme programları ve medya işbirlikleri aracılığıyla birbirlerinin yaşam tarzlarını, değerlerini ve düşünce yapılarını daha iyi anlayabiliyor.

İLETİŞİMİN ÖNEMİ
Bu program sayesinde bir grup Türk gazeteci, Mısırlı meslektaşlarımızla sohbetimizde iletişim ve empati kurmanın önemini bir kez daha vurguladık. Her iki ülkenin gazetecileri olarak, karşılıklı anlayış ve saygı temelinde oluşturduğumuz bu diyalog, gelecekteki işbirliklerinin ve dostlukların teminatıydı. Kültürel diplomasinin, ülkeler arasındaki sınırları aşan bir köprü inşa ettiğini bir kez daha bu buluşmayla deneyimlemiş oldum. Kültürel diplomasinin, sadece ülkeler arasındaki politik ilişkileri değil, aynı zamanda insanların kalplerini ve zihinlerini de birbirine bağlayan güçlü bir araç olduğunu unutulmamalı. Programda gazetemizin duayen yazarı Yavuz Donat, Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin unutulmaz olduğunu dile getirip "Bozulmaz dostluk devam etmektedir" diye konuştu. Al-Shorouk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Gazeteciler Sendikası Başkan Vekili Mohamed Saad Abdelhafezz, Türkiye ile Mısır arasında medeniyet ve kültürel açıdan ortak yönler olduğunu belirtip "Her iki ülkenin de istifade edebileceği birçok husus var" dedi. Umarım iki ülke arasında Medya Buluşmaları gibi sayısız etkinlik düzenlenir ve ilişkilerimiz daha derinleşir.

KADİM TÜRK MİRASI
Kahire'ye yolunuz düşerse, kesinlikle görmeniz gereken yerlerden biri Tolunoğlu Ahmet Camisi. Türklerin Mısır'a bıraktığı en önemli kültürel miraslardan biri olan bu cami, yaklaşık 1146 yıldır bütün ihtişamıyla dimdik ayakta duruyor. Türklerin Orta Asya mimarisinin bir yansıması olarak değerlendirilen Tolunoğlu Ahmet Camisi, tamamen tuğladan inşa edilmiş olup, bir külliye içerisinde cami, hastane, eczane ve iki hamamdan oluşuyor. Kahire'de tarihi ve kültürel zenginliklerin peşine düşenler için bu muhteşem yapı, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir durak.




TÜRK KAHVALTISI MISIR'DA TANITILDI
Binyılları aşan kültür, gelenek, toplumsal miras, hikaye ve derin bir tecrübenin eseri olan zengin Türk mutfağı; 21- 27 Mayıs tarihleri arasında yurt dışında ve yurt içinde dünya ile paylaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Kahire Büyükelçisi Salih Mutlu Şen'in, Türk mutfağı kapsamında verdiği davette, Mısırlı gazetecilerle beraberdik, birlikte kahvaltı yaptık. Kahvaltının mutlulukla ilgisi olduğunu, bunun bizim zengin kahvaltımızdan dolayı düşünüldüğünü Mısırlı gazetecilerden duymak beni çok mutlu etti. Üçüncü kez mutfağımızı Türkiye Cumhuriyeti'nin dış temsilcilikleri ve yurt içinde tanıtacak olan ülkemiz, geniş kitleleri, mutfağımızın eşsiz reçeteleriyle tanıştıracak. Sıfır atık felsefesiyle tencerelerin kaynadığı; birçok özelliğiyle sürdürülebilir olan Türk mutfağının lezzetleri herkesi büyülüyor. Yurt dışı etkinliklerinde sunulacak Ege menüsü ise Akdeniz tipi beslenme şeklini öne çıkaran tariflerden oluşuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA