Dünyada, internetin yaygınlaşmaya başladığı Yirmi Birinci Yüzyıl başından itibaren gizli gizli yükselen bir 'teknolojik ideoloji' yayılıyor. İnternet ve sosyal medyanın etkisiyle bir virüs gibi çoğalan 'data', yani 'veri' olgusunun merkezde olduğu bir milenyum ideolojisi bu. Süreci yakından takip edenler, buna 'Dataizm' dini diyorlar. Bu kavram ilk kez 2013 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin etkili gazetelerinden The New York Times'da yazan David Brooks tarafından kullanıldı. Bununla birlikte terimin yaygınlaşmasını sağlayan Homo Deus/Yarının Kısa Bir Tarihi adlı kitabında bu konuyu derinlemesine masaya yatıran Yuval Noah Harari oldu. Harari'ye göre Dataizm, bir ideoloji, hatta din. 'Dataizm dinini', bilginin yüce bir değer olduğuna ve önüne hiçbir set çekilemeyeceğine inanan bir 'bilgitaparlık' olarak özetlemek mümkün! Aslında sırf bu tarifinde bile 'sapkın' diyebileceğimiz yönler var.
Çünkü bilgi, varoluşun özünü kavramımıza vesile olacak bir araçtır, amaç değil. Paradan daha kıdemli ve kıymetlidir elbette. Büyük bir silahtır. Ama eğer insanlığın yararına kullanılmıyorsa, kötü emellere alet ediliyorsa zararlı bir parametreye dönüşebilir. Bilginin kendisi kutsal olamaz. Doğru bilginin doğru hayat için kullanıldığı bir ideal dünya da mümkün olmadığına göre bilgiyi merkeze alan bir ideoloji, tıpkı parayı merkeze alan Kapitalizm gibi insanlığın bütününe esenlik ve refah vermez. Bilgi ve güç arasındaki ilişki, içinde bulunduğumuz yüzyılda insanın en çok sınav olacağı ahlaki bağlamdır.
Geçtiğimiz yüzyıl bir Hümanizm çağıydı. İnsan, inançlarını öldürmüş ve kendine neredeyse tapar hale gelmişti! İnsan, yeryüzünün efendisi olduğundan, çok değil, 25 yıl önce emindi. Kısa bir sürede bazı şeylerin kendi kontrolünde olmadığını anladı. Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt'te hem "Tanrı öldü" der, hem de kendisini Tanrı yerine koymaya çalışan insanların ideolojisi olan Hümanizm'i yerden yere vurur. Şimdi 'dinsizin hakkından imansız gelir' misali Hümanizm yerine Dataizm ideolojisi yayılıyor.
BİLGİ DE TIPKI PARA GİBİ İKTİDARA TALİP
Ve Dataizm bütün ideolojiler gibi iktidara talip. Hem de küresel iktidara... Eğer bir olgu, ekonomik ya da teknolojik ideoloji olarak iktidar kavramına yöneliyorsa devletlere rakip olacağı anlamına gelir. Ulus devletlerin bugün internetten ve sosyal medyadan tedirgin olmasının basit siyasi sebepleri var. Erksel, yönetsel, iktidari sebepler...
Ulus devletler zamanın internet ve sosyal medya üzerinden yarattığı değişimlere ayak uydurmakta zorlanıyor. Harari'nin kitabındaki şu cümleler bu bağlamda önemli:
"Hükümetler ve sivil toplum kuruluşları interneti yeniden yapılandırmak için ardı arkası kesilmeyen ateşli tartışmalar yürütüyor. Hâlbuki var olan bir sistemi değiştirmek, başlangıçta müdahale etmekten çok daha zordur. Üstelik hantal devlet bürokrasileri siber düzenlemeler konusunda karar verene kadar İnternet kendini defalarca yeniledi ve yenilemeye devam ediyor. Önündeki veri dağının altında ezilen devlet kaplumbağasının, teknoloji tavşanını yakalamasının imkânı yok."
ABD: HEP YENİLEN POKER OYUNCUSU!
Bunu şöyle de örneklendiriyor: "ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) her kelimenizi takibe almış olabilir. Ancak ülkenin dış politikasındaki başarısızlıklardan anlayacağımız üzere, Washington'dakiler ellerindeki tüm bu veriyle ne yapacağını bilmiyor. ABD'nin durumu rakibinin elindeki tüm kartları bilmesine rağmen, her turda kaybeden bir poker oyuncusuna benziyor. Tarihte ilk kez bir devlet, dünyada neler olup bittiğine dair bu kadar çok bilgiye sahip olduğu halde bu kadar beceriksizce her şeyi eline yüzüne bulaştırmayı başarmıştır. Önümüzdeki yıllarda teknolojinin hızlı davranarak siyasetten rol çalacağı İnternet benzeri devrimlere imza atmasını bekleyebiliriz. Yapay Zekâ ve biyoteknoloji, hala siyaset radarımızda minik bir sinyalden ibaret olsa da, yakında toplumlarımızı, ekonomilerimizi (ve tabii bedenlerimizi ve zihinlerimizi de) elden geçirecek."
Çok da uzak bir gelecekte değil; muhtemelen Yirmi Birinci Yüzyıl'ın ikinci, üçüncü, en fazla dördüncü çeyreğinde yaşanacak bu gelişmeler insanı bekliyor. Bu zaviyeden bakarsak insan, tarihindeki en büyük dönüşüm süreciyle karşı karşıya. Ve bu dönüşümün lokomotifi de 'data', sürekli çoğalan ve dolaşan bilgi. Dolayısıyla yakın geleceğin ideolojik savaş cephesini tek cümleyle özetlemek mümkün: Dataizm, Hümanizm'e karşı...