Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

El Kaide’nin atası terörün Kâbe baskını

Dünyayı, küresel anlamda terörle tanıştıran bir numaralı örgüt olan El Kaide'nin kuruluş senesi 1988'dir. Küresel terör; bu yönüyle bizim, Türkiye Cumhuriyeti olarak 39 yılı silahlı olmak üzere 45 yıldır mücadele ettiğimiz bölgesel terör örgütü PKK'dan (gerçi Avrupa, ABD diasporası olduğu için bir nebze küresel addedilebilir) daha gençtir. Ne var ki, El Kaide'nin atası diyebileceğimiz 'Selefi' değil ama Vahhabi örgütü, tek bir terör eylemiyle; PKK'nın kuruluşundan bir yıl sonra arzı endam eylemişti. Hem de kutsal topraklarda, Mekke'de, hatta Kâbe'de...

'DEAŞVARİ TEKFİRİN ATASI'

Kâbe, 20 Kasım 1979 tarihinde Suudi rejimine karşıt olan 500 kişilik silahlı terörist bir grup tarafından basılmıştır. Nihayetinde -yakalanıp idam edilenler hariç- 244 kişinin öldüğü bir olaydır bu. Baskın grubunun liderinin ismi, Cuheyman el Uteybi idi. Neced'de El Kasım bölgesinin önde gelen kabilesi Uteybe'lerdendi. Tam adı Cuheyman ibn Muhammed ibn Seyf el Uteybi'dir.
O sabah, Kâbe'de toplanmış 50 binden fazla Müslüman, sabah namazını kılmaya hazırlanıyordu. Baskıncıların Kâbe'deki ses sistemini ele geçirmelerinden hemen sonra, liderleri mikrofonun başına geçti ve Suudi rejimini şeriatı terk etmekle suçlayarak Mehdi'nin geldiğini ilan etti! DEAŞ'vari tekfirin atasıydı bu. Burayı bir mimleyelim.
Uteybe, yanında bulunan kayınbiraderi Muhammed el Kâhtânî'yi 'Mehdî' olarak tanıtıp, ona biat edilmesini istedi.
Bu arada baskın, önceden başlamış ve Kâbe'nin altındaki yüzlerce metrelik dehlizlere gizlice silah ve mühimmat yerleştirilmişti. Bu arada elbette 'Zemzem Kuyusu' da zapt edilmişti.
Suudiler; teröristlerle baş edemeyince Türkiye'den veya bir başka Müslüman ülkeden değil de nedense Fransızlardan yardım istedi. Operasyon için CIA'den de bilgi desteği alındı.
Fransızlardan yardım istenmesi ise şöyle bir paradoksa yol açtı: Malum, gayrimüslimlerin Kâbe'ye girmesi yasaktır. Bu paradoks, Fransız anti-terör timinin, Mekke Kadısı'nın verdiği fetva ile Kelime-i Şehadet getirerek 'Müslüman' olması üzerine sözde aşıldı!
Rus Gazeteci Yaroslav Trofimov 'Mekke Kuşatması' adlı kitabında ABD'li yetkililerin olaya nasıl müdahil olduklarını ayrıntılı biçimde anlatır.

KÂBE'NİN TADİLATINI ÜSTLENEN 'BİN LADİN GROUP'
Olayın daha başka enteresan yönleri de vardır: O zamanlar Kâbe'de yapılan tadilat çalışmalarını, adını 11 Eylül 2001'den sonra tüm dünyanın duya- cağı bir aile bir şirketi üstlenmişti: Bin Ladin Grup. Tadilatı, Usame'nin ailesinin yönettiği Bin Ladin İnşaat Şirketi yapıyordu.
El Kaide Terör Örgütü'nün gelecekteki liderinin aile şirketinin üstlendiği bir işe başka bir erken dönem fraksiyonunun terörü bulaşsın. Gerçekten ironik... Baskıncıların lideri Cuheyman el-Uteybi, 1955-1973 yılları arasında tam 18 sene Suudi Arabistan Kraliyet Muhafız Alayı'nda komutanlık yapmıştı. Daha sonra ordudan ayrılmış ve yazdığı yazılarla etrafında küçük bir topluluk oluşturmayı başarmıştı. Kız kardeşi ile evleneceği Muhammed bin Abdullah el-Kâhtani ile de bu yıllarda tanışmıştı. Senaryo hazırdı: Cuheyman el-Uteybi, baskın sırasında 'kayınçosu' Muhammed el-Kahtani'yi Mehdi ilan edecek, sonra da ikisi Suud hanedanını tekfir ve tasfiye edip iktidara yerleşecekti.
Arabistan içerisine dağıldıktan sonra özellikle Neced bölgesinde yoğunlaşan Beni Uteybe kabilesi, Suudi Arabistan Krallığı'nın kurulma sürecindeki çatışmalar içerisinde aktif olarak yer almıştı. Uteybelerin o dönemdeki lideri ve Cuheyman'ın dedesi olan Sultan bin Bacad el-Uteybi, bu bölgede 1920'lerin sonunda Suud Hanedanı'na karşı isyan etmişti.
Yeniden 1979 Kâbe Baskını'na dönersek... Kâbe'deki tadilat, işgalcilerin işine yaradığı gibi Fransız anti-terör timinin de işine yarar. Fransız timi, o günlerde Mekke'de yenilenen su şebekelerinin planlarını değiştirir. Boruları Kâbe'ye ve Harem'i Şerif'in altındaki dehlizlere uzatır ve içeriye tonlarca metreküp su basar. Böylelikle teröristlerin büyük kısmı boğularak ölür. Ancak sivil kayıplar da olur.
Toplamda dışarıda 127, içeride 117 kişi ölür. Sonrasında da 140 kişi idam edilir. Sağ olarak ele geçirilen Uteybi ve beraberindekiler, yine bir fetva ile sekiz ayrı şehirde önce kolları, sonra bacakları ve nihayet başları kesilerek infaz edilir. Böylece Kâbe Baskını ya da Kâbe İsyanı kanlı bir şekilde bastırılır. Ve hikâyemiz burada biter.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA