Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Dinyeper’de yeni ‘Dehşet Dengesi’

Günümüz Avrasyasında, dünyanın göbeğinde sınırlar, yavaş ve dolambaçlı anlamına gelen kelimelerden (tın: yavaş ve boris: dolambaçlı) türemiş Dinyeper Nehri esas alınarak yeniden belirleniyor, haritalar çiziliyor ve açıkçası bundan pek kimsenin haberi yok. Çünkü her şey, herkesin gözü önünde yaşanmakla birlikte 'yavaş' ve 'dolambaçlı' gerçekleşiyor. Bu bağlamda suyu ısınan kurbağalar gibiyiz.
Takriben on yıldır Kırım üzerine araştırmalar yapan, bölgeye üç kez gitmiş ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nı da başından beri takip eden bir gazeteci olarak bazı şeyleri ben de yeni öğrendim. Kırım'da 22 yıl yaşamış, bölgeyle hâlen güçlü bağları olan Rusya uzmanı dostum Reşit Kemal As'ın bilgi ve analizleri sayesinde…
Rusya-Ukrayna cephesinde son durumun ne olduğunu ve bundan sonra ne olabileceğini hakkıyla anlamak için, önce ülkenin haritasını şöyle bir göz önüne getirmek gerekiyor. Avrupa'nın en büyük ülkesinden bahsediyoruz; tabii bilinen konvansiyonel sınırlarıyla… Ancak bu sınırların 'de facto' olarak değiştiği, daha şimdiden emin bir şekilde söylenebilir.
Haritaya odaklanalım: Doğuda ve kuzeydoğuda devasa komşu Rusya Federasyonu, kuzeyde Dinyeper'in misafir olduğu Belarus, nam-ı diğer Beyaz Rusya, batıda Polonya (En önemli komşu Polonya diyebiliriz, NATO'nun planını birazdan yazınca siz de bana hak vereceksiniz), Macaristan, Slovakya (kısa sınırlar, o kadar ehemmiyeti yok), sonra güneybatıda Romanya ve onunla birlikte Moldova…
Ülkenin güneyi ise, Karadeniz üzerinden bizim kuzey sahillerine bakıyor. Dolayısıyla Karadeniz'e sınır olması da ülkenin stratejik önemini artıran bir faktör. Harita gözünüzde canlandı değil mi? Şimdiye filmini bile çekmiş olmanız lazım.



HARİTA YENİDEN ÇİZİLİYOR
İmdi… Bu haritayı; doğal yollardan üçte bir doğuda, üçte iki batıda kalacak şekilde bölen, ülkeyi doğu-batı aksında doğunun içlerine girerek taksim eden, güneye doğru bir yılan gibi 'yavaş ve dolambaçlı' ilerledikten sonra Karadeniz'e dönülen Dinyeper Nehri ile birlikte göz önüne getirmenin zamanı geldi. Bu nehri mimleyelim, çünkü yeni harita buna göre şekilleniyor, şekillenecek.
Dinyeper'in doğusu-batısı ayrımının önemini önce ABD'li bir yetkilinin açıklamalarında gözlemleyelim, sonra ayrıntıya gireceğiz. ABD; Ukrayna'nın, daha doğrusu Dinyeper'in batısını NATO namına koruma stratejisine yönelmiş vaziyette. Doğudan vazgeçmişler. ABD Savunma Bakanlığı'nın Uluslararası Güvenlikten Sorumlu Müsteşarı Celeste Wallander'ın açıklaması bunun kanıtı. Ne demiş 4 Ekim'de: "Ukrayna'nın hedefi Kherson bölgesinde Rusya'nın Dinyeper nehrinin batı yakasındaki köprübaşı hattını karşı kıyıya doğru itmektir. Bu, hem Ruslar için büyük bir mağlubiyet olacak. Çünkü bu yılın başında ilan ettikleri hedefleri arasında olan Odessa'yı alma hedefini daha da geriletmiş olacak. Aynı zamanda kış boyunca yaşanacak sıcak çatışmayı azaltarak Ukrayna'ya daha iyi bir savuma pozisyonu sağlamış olacak."
Peki… Zaten öyle de oldu, Ukrayna Kherson'da, yani Dinyeper'in deltası olan, Kırım Yarımadası'na komşu olan o güney şehrinde Dinyeper'in batısına çekildi. Ama bunu, yeni sınırları çizerek yapıyor. Dolayısıyla artık Asya ile Avrupa'yı ayıran sınırlar meselesinde Ural Dağları klişesini geçelim. Yeni sınır Dinyeper çünkü. Ural, zaten Rus toprağında ve Rusya da sınırlarını batıya doğru genişletiyor.
2014'te doğu cephesinde ilk savaş Donbas'ta başladığı zaman çizilen 'de facto' sınırlar var. 24 Şubat 2022'de başlayan son savaşla bu sınır netleşti. Şöyle bir sınır bu: Kuzey'de Çernobil'den Chernihiv, sonra Kiev, Cherskay, Kremençuk, Dinipro, Zaporijya, Nikopol, derken deltada zavallı Kherson ve Karadeniz…


İşte size yalnızca yeni Ukrayna sınırı değil, yeni NATO-Rusya sınırı. Çünkü daha devamı var: NATO; Ukrayna'nın en batısında Polonya sınırında Kovel'den L'viv'e şöyle 30 kilometre derinliğinde bir tampon bölge çekti mi -ki Ukrayna Devlet Başkanı Volomidir Zelenski de buna havada karada evet diyecektir- o zaman NATO'nun sınırları da Ukrayna'dan içeri girmiş olur. Bunu planlıyorlar. Hatta bunun için de Türkiye'nin terörle mücadele gibi haklı bir gerekçeyle Suriye'de tampon bölge oluşturmuş olmasını emsal gösteriyorlar. Kurnazlar tabii!
Üstelik geçenlerde bir füze atarak bunun zihni alıştırmasını da yaptılar. NATO'nun bu yeni sınır planını Moskova da görüyor elbette, bu yüzden Dinyeper'in doğusunu garantiledi.
Dinyeper, 2 bin 290 kilometre uzunluğunda ve İdil ile Tuna'dan sonra Avrupa'nın en uzun üçüncü nehri. Nehrin suyu, kışın don sebebiyle azalıyor, ilkbaharda ise debisi yükseliyor.
Şunu da unutmayalım: Ukrayna nüfusunun yarısından fazlası, yüzde 55'i bu nehrin kıyısında yaşıyor. Ve Dinyeper'in doğusunda kalan kısımda yaşayan Ukraynalılar, Rusya yanlısı partilere sempati gösteriyor. Aslında Ruslar, tarihsel olarak da sınırları çok önceden bu bölgeden ve Kırım'dan çizmiş.
Ruslarda Avrupa karşıtlığının, 18., 19. ve 20. Yüzyıl'daki kültürel ötekileştirme ('Ortodoks Doğu' böyle oluştu) ile gelen tarihsel kökleri var. Ve Ruslarda Avrupa karşıtlığı, Kırım Savaşı'nın (1853-56 arasındaki Osmanlı-Rus Savaşı) ardından daha belirgin hale geldi. Savaşı Türklerle yaptılar, ama Avrupa'ya daha çok diş bilediler. Çünkü asıl istilacının Avrupa olduğunu biliyorlardı.
Amerikalılar ve kuzenleri İngilizler başta olmak üzere tekmil NATO müttefikleri ise savaşın başladığı 24 Şubat'tan beri Ukrayna'ya habire silah yardımı yapıyor. Öte yandan malumunuz, bu savaşta istihbarat şövalyeleri de kılıçları çekti. Putin'in gayri resmi danışmanı Aleksandr Dugin'in kızı Darya Dugina ve onun katili olduğu söylenen Ukrayna Servisi SBU'ya mensup kadının öldürülmesinde görüldüğü gibi…
Ukrayna; 'Anglosakson' ya da 'Germen Batı' ve 'Ortodoks Doğu' savaşında hep arada kalmış, sandviç olmuş deyiş yerindeyse. Hesap edin; Ukrayna'ya; Çar, Bolşevikler, Hitler'in Nazileri ve Stalin'den sonra şimdi de Putin geldi.
'YAVAŞ VE DOLAMBAÇLI' GİDEN TOPRAKLAR
Son Rusya-Ukrayna savaşının, yakın tarihsel açıdan da gerekçeleri var. Çernobil Faciası'nın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin yıkılışında bir gerekçe olarak kabul edilmesi de bunlardan biri. Bu nedenle Kremlin, bu son savaşı, SSCB'nin çöküşünü hızlandıran 1986'nın intikamı olarak da görüyor.
Buradan bakarsak Soğuk Savaş'taki 'dehşet dengesi' değişiyor ve haritalar yeniden şekilleniyor. Daha bitmedi, ama çiziliyor. Bu savaşla aslında Putin, Rusya'nın sınırlarını NATO'ya doğru genişletiyor. Simetrisinde NATO da Rusya'ya doğru genişliyor.
Özetle, "Putin, nasılsa bu savaş olacak, ben öldükten sonra olacağına ben hayattayken olsun dedi ve harekâtı başlattı" diyor Reşit Kemal As.
NATO cephesi, özellikle ABD ve İngiltere ise Rusya'nın savaşta başarısız olduğunu, daha doğrusu Putin'in başarısız olduğunu, çünkü çevresine hep kendisi gibi düşünenleri topladığını iddia ediyor. Hâlbuki bu metinde özetlemeye çalıştığım üzere gerçek, o kadar basit değil.
Hele şu "Rusya bataklığa saplandı, amacına ulaşamadı" retoriği sürekli tekrar edildiğinde geçerliliğini yitiriyor ve dahası komik bir hal alıyor.
Ukrayna'nın toplam yüz ölçümü savaştan önce 603 bin 549 kilometrekare idi. Neredeyse Türkiye'nin yüzölçümü kadar. Bunun en az üçte biri, kabaca 200 bin kilometrekaresi bu savaşla gitti diyebiliriz. Ama pek kimse bunun farkında değil. Ee olacak o kadar; 'Yavaş ve dolambaçlı' değişen bir haritadan söz ediyoruz. Tıpkı harita değişikliğinin kaynağı ve payanda noktası olan Dinyeper Nehri gibi… Yavaş, dolambaçlı ve zamanla… Boşuna değildi Herakleitos'un; nehri, zamanın geri dönüşsüzlüğünün simgesi olarak görmesi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA