"Sadece Kandil değil, bir de Mahmur Kampı meselesi var. Mahmur Kampı, PKK'nın kuluçka yuvası. Şu anda orada 12-13 bin kişi var. Burayı kimin dağıtması lazım? Birleşmiş Milletler de artık bu işten bıktı. Orayı dağıtma havası içinde. Peki, dağıtıldıktan sonra ne olacak? Bu konuda gerek ABD, gerek koalisyon güçleri, gerek merkezi yönetim ile daha yoğun temas içine girerek, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ni dâhil ederek, Irak'taki PKK varlığı hususunda çalışma yapmamız gerekecek."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir hafta önce Birinci Dünya Savaşı'nı sonlandıran Ateşkes Anlaşması'nın 100. Yıldönümü etkinliklerine katılmak üzere gittiği Paris'ten dönerken uçakta gazetecilere bu önemli açıklamayı yaptı.
Birinci Dünya Savaşı öncesi koşullarının yaşandığı bölgemizde Türkiye; Suriye ve Irak sahasında hard power (askeri güç) operasyonlarıyla ve aynı zamanda 'soft power' (yumuşak, diplomatik güç) kullanarak ulusal güvenliğini garantiye almaya gayret ediyor.
Bu hafta Üç Boyutlu Portre'de Erdoğan'ın Mahmur Kampı açıklamasının arka planını istihbarat belgelerine dayanarak anlamaya çalışacağız. Gazeteciliğin temel ilkesi 5N1K'nın (Ne, Nerede, Ne zaman, Nasıl, Niçin ve Kim) en önemli parametresi olan 'Niçin' sorusunun yanıtını arayarak…
Mahmur Kampı niçin önemli sorusunu kampın nasıl kurulduğunu hatırlatarak cevaplamak gerekiyor. Kamp, Barzani yönetimindeki bölgenin en önemli kenti olan Erbil'e 100 kilometre mesafede kurulu. 1998 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kurulmuş bir mülteci kampı. Cumhurbaşkanı, bu yüzden açıklamasında BM'yi de meseleye dâhil ediyor.
Mahmur, sözde bir mülteci kampı ama fiiliyatta PKK'nın lojistik üslerinden biri, belki de birincisi. Sincar, nasıl ki Irak ve Suriye arasındaki geçiş noktasında bir lojistik üs ise Mahmur da Kuzey Irak ile Türkiye arasındaki bir lojistik üs konumunda.
PKK DRONE EĞİTİMİ ALIYOR
Daha önemlisi Erdoğan'ın, açıklamasında sorumluluğa davet ettiği koalisyon güçlerinin (ABD başta olmak üzere) Mahmur'da PKK'lılara drone, İnsansız Hava Aracı (İHA) eğitimi vermeye başladığı değerlendiriliyor.
Türkiye'nin savunma sanayii atılımları kapsamında kendi imkânlarıyla ürettiği İHA (İnsansız Hava Aracı) ve SİHA'larla (Silahlı İnsansız Hava Aracı) yürütülen operasyonlarda tarihinin en ağır kayıplarını veren örgütün drone eğitimi almaya başlaması elbette tesadüf değil. Türk güvenlik ve istihbarat birimleri bu eğitim sürecinde ve sonrasında planlanacak terör saldırılarına karşı her türlü tedbiri almış durumda. Böylesi saldırılar için geliştirilen yeni milli silah olan 'Kapan Drone Savar' bu yeni savunma konseptinin bir ürünü. Bunun yanı sıra alçak irtifada tespit yapan entegre radar sistemleri ve 'drone avcısı drone'lar üzerine de çalışmalar sürüyor.
PKK'nın, koalisyon güçlerinden drone eğitimi aldığı bilgisi 10 Kasım 2018 tarihli bir istihbarat raporunda yer alıyor. Örgüt, 10 Kasım günü saat 09:00 sularında Şırnak'ta Valilik bahçesinde Atatürk'ü anma törenin sırasında terör saldırısı düzenlemeye çalışmış, bu girişim başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Aynı gün Şırnak il genelinde 8 adet model uçak düşmüş ya da düşürülmüştü.
Valilikteki tören alanına düşen bir 'drone'nun telsizden aldığı sinyal, alanda bulunan jammer (sinyal kesici) tarafından kesildiği için üzerine monte edilmiş plastik patlayıcı patlamamıştı.
KOALİSYON GÜÇLERİ OLAĞAN ŞÜPHELİ
Raporda Şırnak'ta düşen ya da düşürülen uçaklarla ilgili şu önemli bilgilere yer veriliyor:
- Valilik bahçesine düşen model uçağın üzerinde yaklaşık 450 gr ağırlığında elektrikli fünye tertibatlı plastik patlayıcı bulunduğu,
- Benzer model uçakların 2016 yılında DAEŞ terör örgütü tarafından Irak rejimine karşı Bağdat bölgesinde kullanıldığı,
- PKK/KCK terör örgütünün de benzer model uçakları Suriye ve Irak ülkesinde bulunan uluslararası koalisyon güçleri ile temas etmesinden sonra temin etmiş ve bu konu ile ilgili terör örgütü mensuplarının eğitim almış olabileceği,
- Valilik bahçesine düşen model uçağın Kuzey Irak bölgesinden PKK/KCK terör örgütü mensuplarınca kumanda edilerek yönlendirilmiş olabileceği değerlendirilmektedir."
Raporun devamında Aselsan'ın yaptığı tespitlere göre model uçakların Irak Zaho'nun güneyinde bir noktadan koordinat girilerek gönderildiği bilgisi yer alıyor. Bu bilgi PKK'lıların Mahmur Kampı'nda eğitimini aldıkları 'drone'ları Türkiye'deki hedef noktaların menziline girdikten sonra gönderdiğini gösteriyor.
Erdoğan'ın Mahmur'dan bahsetmesi boşuna değil. Niçin Mahmur sorusunun da üç temel yanıtı var: 1- BM'nin mülteci kampı olarak kurduğu bu kamp, PKK'ya eleman devşirilen bir kuluçka yuvasına dönüşmüş durumda. 2- Kamp, örgütün önemli lojistik üslerinden biri. 3- PKK burada kendi ideolojisini zerk etmekle kalmıyor, örgüt mensuplarına 'drone'lu askeri eğitim dahi veriyor. Mahmur Kampı'nın 5N1K'sının özü bu.