"PKK'nın Suriye'deki milis gücü olan Halk Savunma Birlikleri (YPG), muhtemelen bir tür otonom yapı arayışında olacak, ancak Türkiye, Rusya ve İran'ın direnciyle karşılaşacak." Yukarıdaki cümle, ABD Ulusal İstihbarat Ajansı Direktörü Dan Coats'un, senatörlere sunduğu 'ABD İstihbarat Topluluğunun Dünya Genelinde Tehditler Değerlendirmesi' başlıklı raporun 21. sayfasında yer alan bir cümlenin Türkçe çevirisi.
Bu cümle, PKK ile -PYD'nin silahlı kolu olan- YPG arasındaki organik bağın ABD istihbaratının çatı kuruluşu tarafından itirafı anlamına geldiği için önem arz ediyor. Gerçi bu itiraf ilk değil. CIA'in (Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı) internet sitesinde geçtiğimiz ay yapılan güncellemede ülke profilleri bölümünde PYD/PKK, 'Suriye'deki yabancı kaynaklı terör örgütleri' arasında anılmıştı.
Kuşkusuz bu itiraflar sebepsiz değil.
Belli ki ABD istihbaratı, Pentagon ve ABD siyasi otoritesi YPG'ye yatırım yaparken "Biz YPG'yi aslında terör örgütü olarak görüyoruz" demeye getirerek Türkiye'nin öfkesini dindirmeyi amaçlıyor. Ankara'nın bu tür istihbari ayak oyunlarına karnı tok.
İstihbari gerçekliğin, siyasi gereğinin yapılmasını istiyor ve bunun sonuçlarını da Suriye sahasında görmeyi bekliyor. Haklı olarak...
Üç Boyutlu Portre'de bu hafta Türk güvenlik ve istihbarat birimlerince hazırlanmış raporlara dayanarak PKK-PYD bağının altını yeni bilgilerle çizmeye çalışacağız.
İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan 'PKK/ KCK Terör Örgütünün Suriye Kolu: PYDYPG' başlıklı rapora göre PYD, 20-24 Nisan 2002 tarihleri arasında gerçekleştirilen PKK 8. Kongresi'nde Türkiye'nin yanı sıra Irak, İran ve Suriye'de yeni örgütlenmelere gidilmesi yönündeki kararın bir ürünü.
17 Ekim 2003'te -açılımı Partiya Yekitiya Demokrat (Demokratik Birlik Partisi) olan- PYD kuruldu. Mart 2011'de başlayan Suriye İç Savaşı ve 2014'teki Kobani çatışması PYD'nin yükselişini hızlandırdı.
ARANANLAR İÇİN 600 MİLYON TL ÖDÜL
PYD'nin PKK ile bağı malum. PYD'yi hangi PKK'lılar yönetiyor sorusunun cevabına gelince... Geçtiğimiz Perşembe günü TRT Haber'de başladığımız Kırmızı Bülten programında dosyasını açtığımız dört PKK yöneticisi olan Cemil Bayık, Murat Karayılan, Duran Kalkan ve Mustafa Karasu'ya bağlı olarak çalışan iki isim PKK'nın Suriye kolunu yönetiyor. Bu isimler Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin ve Sofi Nurettin kod adlı Nurettin Halef.
Saydığım altı örgüt yöneticisi de 2015 yılında Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan 'en çok aranan teröristler' listesinde kırmızı kategoride yer alıyor. Bu listeye geçtiğimiz Salı günü PYD'nin eski lideri Salih Müslim eklendi.
Müslim de 4 milyon TL ödülle kırmızı listede aranan bir terör örgütü yöneticisi artık. Liste önem sırasına göre beş ayrı renkle kategorize edildi: Kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri. Bu listedeki isimler sürekli arttığı için toplam ödül miktarı da yükseliyor ama güncel ödül miktarı 600 milyon Türk Lirası civarında. PKK'lısı, FETÖ'cüsü, DEAŞ'lısı, DHKP-C'lisi, irili ufaklı terör örgütçüsü dâhil aranan toplam terörist sayısı da yaklaşık 800.
Türkiye'nin aradığı teröristlerden Sofi Nurettin, şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yürüttüğü Zeytin Dalı Harekâtı'nın hedefi konumunda olan Afrin'deki YPG'li teröristleri yöneten kişi. Sofi Nurettin Suriye Kürtlerinden. Bilhassa Mart 2011'de başlayan Suriye İç Savaşı'ndan sonra örgüte Suriye'den ciddi bir katılım sağladı.
Bir süredir ABD'lilerle yakın çalışıyor. Sık sık bulunduğu yerlerden biri Nusaybin'in karşısındaki Kamışlı.
Sofi Nurettin, Fehman Hüseyin'e bağlı bir isim. 2013-2015 yılları arasında Suriye Genel Sorumlusu iken görevini Bahoz Erdal'a devretti. 2017 yılında tekrar Suriye Genel Sorumluluğu'na getirildi. Elbette Kandil tarafından...
Ezcümle ABD istihbarat raporunda bile itiraf edildiği gibi PYD, çatı örgüt olan PKK'nın genetik bir parçası. Bir başka deyişle PKK ve PYD, tek yumurta ikizine benzetebileceğimiz bir terör yapılanmasının iki ayrı markası.