Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Türkiye daimi üye olmalı

Hitlerizm… Türevlerinin hortlayabileceği endişesiyle Birleşmiş Milletler'in (BM) İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında kurulmasına vesile olan ideolojinin adı. Savaşın bitiş tarihi 14 Ağustos 1945. BM'nin kuruluş tarihi ise 24 Ekim 1945. (Terazi Burcu'nu bir gün farkla kaçırmış, yoksa daha adil olurdu!) Dönemin iletişim problemlerinden ötürü savaşın bitmediğini sanan bazı Japonlar, BM kurulduğu tarihte silah bırakmamıştı!

Birleşmiş Milletler, geçtiğimiz perşembe aldığı Kudüs kararı ile uzun yıllardır uluslararası arenada özlemi duyulan 'Güçlünün değil, haklının hukukunu koruma' prensibini gözetti. 193 üyeli örgütün 128 üyesinin evet, 35'inin çekimser oyuyla… (Birleşmiş Milletler'e üye 193 ülkeden 172'si oylamaya katıldı. Bu 193 ülkeden 137'i Filistin'i bir devlet olarak tanıyor.) Filistin lehine Kudüs tasarısına ABD ve İsrail dışında yalnızca -dünya siyasetinde hiçbir etkisi olmayan- 7 ülke ret oyu verdi.

En sonda söylenecek şeyi başlarda söyleyelim: Bu karar, Türkiye'nin öncülük ettiği 'dünya ötekileri'nin diplomatik zaferidir. Ve karar vesilesi ile anlaşılmıştır ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Dünya beşten büyüktür' mottosu bağlamında Birleşmiş Milletler'in artık yapısal bir değişikliğe ihtiyacı vardır. Bu yapısal değişiklik, BM Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üye sisteminde düzenlemeye gitmeyi de içermelidir. Mevcut şartlarda beş olan daimi üye (ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa) sayısının artırılması şarttır.

TÜRKİYE'NİN DİPLOMATİK ZAFERİ

ABD'nin BM hukukuna aykırı olarak uygulamaya koymaya çalıştığı Kudüs kararını BM'ye taşıyan Türkiye idi. Yemen de taşıma girişiminde Türkiye ile birlikte hareket etti. IKBY referandumu ve sonrasında Katar krizinde yürüttüğü başarılı diplomasi ile bölgesel öncülük rolünü gözler önüne seren Türkiye, Kudüs diplomasisi ile de artık güçlü bir küresel aktör olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Bu yüzden BMGK'nın daimi üyelerinden biri olmayı hak etmektedir. Bunun bir siyasi ihtiyaç olduğu, BM daimi beşlisinin dört üyesi tarafından görüldüğü takdirde (Elbette ABD bunu veto etmek isteyecektir) gerekli hukuki düzenlemeyle bunun gerçekleştirilmesi mümkün olabilir.

Tasarının BM'ye taşınması ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacaklarını açıklamasının ardından gerçekleşmişti. ABD, daimi üye olarak Güvenlik Konseyi'nde tasarıyı veto edince tüzük gereği tasarı Genel Kurul'a taşınmıştı.

Ve ABD, 193 üyeden 180'inden fazlasına tasarıya ret oyu verilmesi yönünde baskı yaptığı mektubu gönderdiği ve dahi "Oylamayı takip edip bize karşı oy verenleri not edeceğiz. Onlara para yardımı yapmayacağız" dediği halde tasarı kabul edildi. Böylelikle merkezi, dünya kapitalizminin başkenti New York'ta, Manhattan'da bulunan BM tarihinde ilk kez ABD aleyhine bir karar alınmış oldu.

TARİHİN İRONİK TECELLİSİ

BM Genel Kurulu kararının siyasi bağlayıcılığı bulunmuyor. Yani ABD isterse yine de İsrail başkenti olarak tanıdığı Kudüs'e büyükelçiliğini taşıyabilir. Ancak uluslararası arenada yalnız kaldı, yalıtıldı. Kudüs konusunda Palau, Guatemala, Togo, Nauru, Honduras, Marshall Adaları ve Mikronezya gibi benim diyenin bile haritada yerini zor göstereceği (Hatta çoğunun adı bile duyulmamıştır) ülkeler ABD'ye destek veriyor sadece.

Çekimser oy kullanan ülkeler arasında ise Çekya, Kanada, Arjantin, Fiji, Güney Sudan, Romanya, Polonya, Uganda, Panama, Filipinler, Meksika, Macaristan, Bosna-Hersek, Haiti, Jamaika, Kiribati, Kamerun, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Benin, Vanuatu, Trinidad Tobago, Malavi, Tualu, Solomon Adaları, Ruanda, Paraguay, Kiribati, Lesotho, Litvanya, Bhutan, Benin, Avustralya, Antigua ve Barbuda yer aldı.

ABD Temsilcisi Nikki Haley, üyelere gönderdiği mektupta ABD Başkanı Trump'ın bu oylamayı 'dikkatle' izlediğini bildirmişti! Hatta Trump tasarıya 'evet' oyu verecek ülkeleri mali yardımları kesmekle de tehdit etmişti. ABD Başkanı, oylamadan önce Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, "Tüm bu ülkeler bizim paramızı alıp, sonra Güvenlik Konseyi'nde bize karşı oy kullanıyorlar. Genel Kurul'da da öyle olma ihtimali var. Oylamayı izleyeceğiz. Aleyhimizde oy kullansınlar bakalım. Paramız bize kalır. Umrumuzda değil" demişti.

Tüm bu tehdit ve baskılara rağmen ABD'den en çok dış yardım alan ülkeler olan Afganistan, Irak ve Mısır da tasarıya 'Evet' oyu verdi.

Karayipler'de küçük bir ada ülkesi olan Saint Vincent ve Grenadinler bile ABD Temsilcisi Nikki Haley'e cevaben mektup gönderip "Ülke olarak ABD'yi kalıcı bir müttefik olarak görüyor, çok değer veriyoruz. Ama Trump'ın kararına karşı oy kullanacağız. Bazen dostlar arasında görüş ayrılığı olur" dediler.

BM Genel Kurulu'nda kabul edilen karar, BMGK'de 1967'den 2016'ya kadar geçmiş 10 karara atıf yapıyor. Karar, 'Kudüs'ün statüsüne ilişkin ABD'nin son kararına yönelik 'derin teessüfte' bulunuyor. Kudüs'ün statüsünün BM kararları çerçevesinde müzakerelerle çözülecek bir konu olduğunu vurguluyor.

DAİMİ SİLAH TÜCCARLARI!

Bu karar vesilesiyle Birleşmiş Milletler tarihine kısaca 'üç boyutlu' göz atmakta fayda var. BM, dünya barışını, güvenliğini korumak ve ülkeler arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel işbirliği oluşturmak amacıyla faaliyet gösteren bir örgüt. Kurulduğunda 51 üyeye sahipti, günümüzde -kaldırılan Vatikan, değiştirilen Çin ve son katılan üye Güney Sudan dâhil- 193 üyesi var. Örgütün idari bölümleri arasında en önemlisi Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul. Güvenlik Konseyi'nde beş daimi, 10 geçici üye var. Örgütün en güçlü organı olan Güvenlik Konseyi 1946'da kuruldu. Birleşmiş Milletler'in diğer organları sadece tavsiye kararı alabilirken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kararları, tüm üye ülkeler açısından bağlayıcılık taşıyor. Daimi üyeler olan Amerika Birleşik Devletleri, Rusya Federasyonu, Çin, İngiltere ve Fransa'nın aynı zamanda dünyanın en çok silah üreten ve pazarlayan ülkeleri olduğunu da yeri gelmişken not düşelim.

Geçici üyeler, iki yıllığına 1 Ocak'ta başlayıp ertesi yılın 31 Aralık'ına kadar devam etmek üzere seçiliyorlar. Bugün itibariyle Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeleri şu ülkeler: Japonya, Mısır, Senegal, Ukrayna, Uruguay, İtalya, Etiyopya, Bolivya, Kazakistan ve İsveç. Bunlardan ilk beşlinin görev süresi bir hafta sonra sona eriyor. Diğer beşli ise bir yıl daha görev yapacak. BM'de Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul haricinde Ekonomik ve Sosyal Konsey, Yönetim Konseyi, Genel Sekreterlik ve Uluslararası Adalet Divanı gibi bölümler var.

Birleşmiş Milletler kavramının fikir babası bir ABD Başkanı idi: Franklin D. Roosevelt. Roosevelt, bu kavramı ABD'nin öncülük ettiği müttefik ülkeler için kullanmıştı. (BM onun ölümünden altı ay sonra kuruldu.)

BM fikrinin mimarı ABD'nin, bugün "Ben yaptım oldu" mantığıyla hareket ettiği Kudüs meselesinde dünyadan kırmızı kart yemesi ise tarihin ironik bir tecellisi.

NOT: Geçtiğimiz haftaki yazıda sözlerinin Rıza Sarraf'a ait olduğunu yazdığım 'Evet' adlı şarkının sözleri Altay Biber'e aittir. Düzeltir, özür dilerim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA