Milattan Önce 3000'li yıllarda Mısır Kralı Firavun III. Thutmose, kuşatma altındaki Yafa kentine un çuvallarının içine saklanmış adamlarını göndermişti. Tarihte bilinen ilk casusluk olayının, Truva Atı operasyonunun atası sayılabilecek bu olay olduğu söylenir.
Casusluk askeri ihtiyaçlardan doğdu. Ama tarihte pek çok savaşçının adı bilinirken ilk casuslardan bu yana istihbaratçılarınki pek bilinmez. Çünkü istihbaratçılık, doğası gereği gizli bir iştir. Deyiş yerindeyse 'kozmik savaş sanatı'dır. Bu yüzden kahramanlık destanları ve şöhret, istihbaratın tabiatına terstir.
İlginçtir ki, adı tarihe yazılmış ünlü casusların çoğu kahramanlıkları ile değil ihanetleri ile anılırlar. 'Cambridge Beşlisi' adlı casus çetesinin lideri Kim Philby buna güzel bir örnektir. Soğuk Savaş yıllarında MI6'de üst düzey görevli iken yıllarca Sovyetler'e çalışmış bir double (çift taraflı) ajandır Philby. Sovyetler ona öyle borçlu idi ki, Philby ülkesinden kaçıp Moskova'ya yerleştikten sonra bastıkları pullara onun fotoğrafını koydular. Philby, "İhanet etmek için insanın bir yere ait olması gerekir, oysa ben hiçbir yere ait değilim" demişti.
Hikâyesi Philby'ninki andıran bir casus yöneticisi daha var. Belki de gelmiş geçmiş en ünlü istihbaratçı: İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD'ye sığınıp CIA'i kurmuş eski Nazi casus yöneticisi Reinhard Gehlen. Gehlen, ihaneti şu sözlerle meşrulaştırmaya çalışıyor: "Bana göre; ihanetin ahlak açısından haklı görülebileceği tek ortam, ulusal bir mecburiyetin söz konusu olduğu ortamdır." Türkiye, günümüzde etkisi giderek artan bir ülke olarak istihbarat savaşlarının merkezinde yer alıyor. Eskiden beri Türkiye casuslar için hedef olmuştu. İstanbul, Soğuk Savaş yıllarında bir casus cennetiydi. Öyle ki Kim Philby bile burada görev yapmıştı.
Soğuk Savaş yıllarında İzmir Fuarı, casusluk filmlerine taş çıkartacak operasyonların yaşandığı bir tür 'casus staj merkezi'ydi. Fuar süresince ABD'den Sovyetler'e birçok ülkenin casusu İzmir'e üs kuruyordu. Fuar, Demir Perde ülkelerine komşu NATO üyesi bir ülkede yapıldığı için NATO üyesi ülkelerle Varşova Paktı üyesi ülkelerin casusları arasında kedi-fare oyununa sahne oluyordu.
ANNA CHAPMAN KIZILI!
Yakın geçmişte yolu İstanbul'dan geçmiş günümüz popüler casuslarından biri Anna Chapman. Chapman'ın 2010'dan önce İstanbul'a uğramışlığı var. İstanbul'a ne amaçla geldiğinin bilgisi kuvvetle muhtemel devletin istihbarat arşivinde mevcuttur. Lakabı 'Kızıl Ajan' olan, kızıl saçlarıyla meşhur Anna Chapman'ın asıl adı İrene Kutsov. Moskova doğumlu. 2010 yılında New York'ta FBI tarafından Rusya hesabına casusluk yaptığı gerekçesiyle yakalandı. Büyük pazarlıklar sonucu ülkesine iade edildi.
Çağımızın en popüler casusları ise etki ajanları ya da nüfuz casusları denilen türde. Bu türe giren casuslar bir başka mesleği maske olarak kullanıyorlar. Bu kişiler toplumda görüşlerine değer verilen isimler ve karar alma süreçlerine bir yabancı istihbarat servisi adına etkide bulunma güçleri var. ABD'li istihbaratçılara göre nüfuz casusları bir istihbaratçıdan bile daha etkililer. Bu casus türüne en çok bütçe ayıran gizli servisler ABD'nin CIA'i ile Almanya'nın BND'si. Türkiye, nüfuz casusları başta olmak üzere her tür casusla mücadelede kararlı olduğunu artık tüm dünyaya gösteriyor.
Casusluk zaten doğası gereği gizli bir iş demiştik. Ama nüfuz casusluğu, istihbarat işindeki gizliliği katmerliyor. Bir başka deyişle kozmik savaşı, 'ultra-kozmik' hale getiriyor.