Kıbrıs sorununun çözümü için New York'ta gerçekleştirilen dramatik müzakereler, Yunanistan'da 7 martta yapılacak genel seçimlerin ve yıllardan sonra ilk kez Atina'ya yağan yoğun karın gölgesinde kaldı. Yunanistan'da hiç kimse, hiçbir TV kanalı, radyo istasyonu ya da gazete, New York görüşmelerini Türkiye'deki gibi saati saatine, adım adım izlemedi. Yunan hükümeti zaten, 7 mart seçimleri nedeniyle, aynı Yunan parlamentosu gibi lağvedilmiş durumda. Bakanlar, geçici seçim hükümeti için tayin edilen siyasetten uzak insanlar. Hele hele, geçen perşembe gecesi New York görüşmeleri alev aldığı saatlerde Atina'nın göbeğine düşen tipi kar, Yunanlılara, son derece kitlenmiş oldukları seçimleri bile unutturdu. İnsanlar korkularından yollara çıkamıyor; çünkü kar nedir bilmeyenler yollarda yürümesini beceremiyorlar. Oto sürücüleri de kar yağışına alışık olmadığı için komik kazalar meydana geliyordu.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Canlı yayınlara geçen TV ve radyo istasyonları ne Kıbrıs ne de seçimlerle ilgileniyor, sadece aniden bastıran kar fırtınasının yol açtığı manzaraları gündeme getiriyorlardı. Yunan medyasının bu ilgisizliği, New York'ta yeni baştan tıkanan ve sonra yeni baştan açılan New York'taki Kıbrıs müzakerelerinin "Acaba şimdi ne olacak" heyecanıyla sürekli canlı bağlantılar kuran Türk yayın organlarının aksine, cuma günü de sürdü. Yunan hükümetinin son günlerini yaşayan Başbakan Simitis ve Dışişleri Bakanı Papandreu'nun ise Türk basınınından duyurulduğu gibi "Kıbrıs türk lideri Denktaş masaya yeni bir öneri getirdi" diye, öyle fazla bir terledikleri, ne yapacaklarını şaşırdıkları, Simitis'in gece uykusuz kaldığı gibi herhangi bir emare göstermedikleri kesin. Atinalılar'ın ve Yunan hükümetinin geçen hafta sonunda "uykuda" yakalandığı doğru. Ama Denktaş'ın aniden rota değiştirmesinden değil; aniden yağan yoğun kardan dolayı şaşkına döndükleri gözlendi. Şöyle ki Denktaş, bir buçuk yıl önce Kopenhag'ta; 6 ay önce de Lahey'de önüne getirilen ve müzakeresini değil; adını bile telaffuz etmek istemediği aynı Annan planını New York'ta Türk hükümetinin telkinleriyle müzakere etmeyi kabul edince, Atina'da da aynı Ankara'da olduğu gibi "Nihayet Denktaş'ı masaya oturttuk" dercesine, adeta -ama sessizce- bir "zafer havası" estirdi. Hükümet Partisi Sosyalist PASOK'un liderliğini üstlenen Yorgos Papandreu ise seçim kampanyaları için Güney Kıbrıs'ta yaşayan Yunan vatandaşlarının oylarına "kur" yapmak için ziyaret etmeyi planladığı Lefkoşe çıkartmasını, Kıbrıs müzakerelerinde kaydedilen dramatik gelişmelerden dolayı iptal etmek zorunda kaldı. Ancak Papandreu'nun şansızlığı aynı amaçla ertesi gün gitmeyi planladığı Girit adasında da karşısına çıktı. Papandreu bu kez kar kıyameti nedeniyle Girit ziyaretini de iptal etmek zorunda kaldı. Velhasıl, bu yıl kardan nasibini alan Atina'da bir numaralı gündem maddesi kar. İkinci önemli gündem maddesi ise seçimler. Hadi, Kıbrıs'ta yeni bir müzakere perdesi açılacaksa gerçekten, Kıbrıs da 3. gündem maddesine oturur.. TV'ye çıkartılan valilik yetkililerini de sorgulamaya başladılar ve "Halkı niçin daha evvel uyarmadınız" diye hesap soracak oldular. Ama valilikten verilen yanıtlar su götürecek cinsten değildi; "Kardeşim günlerdir sizlere, gazetelere, radyolara bültenler gönderiyoruz. Kar geliyor, aman dikkatli olun, diye, ama siz bu bültenlerin tek bir tanesini bile yayınlamadınız. Hangi partinin seçim listesine hangi milletvekili adayının yer alacağını; hangi milletvekilinin hangi partiye transfer olduğunu önemli olduğuna kanaat getirdiniz. Biz daha fazla ne yapalım!!" Herhalde aynı sahnelere Kıbrıs sorunu için de yaşayacağız burada. Seçimlere ve kar fırtınasına kitlenen Yunan TV ve radyoları, 40 yıllık Kıbrıs sorunu çözüldüğünde Başbakan Simitis ve Papandreu'ya "Madem böyle kritik bir müzakere oldu; niçin bizim haberimiz olmadı?" diye hesap sorma cesaretini gösterirler herhalde.
NOT: Geçen hafta TCDD vagonlarıyla ilgili yazım için bana e-mail atan tüm okurlarıma teşekkür etmeyi kendime borç bilirken; bu tren faciasını hep birlikte el ele vererek düzeltebileceğimize inanmaya başladığımı da belirtmek isterim.