Valla yetmiyor! Hep akşam oluyor ve ben yıllardır bu işin içinden çıkamıyorum.
Gündüze işlerim, geceye hayallerim sığmıyor.
Sabah kaçta kalkarsam kalkayım aynı şey. Sürekli tık nefesim, sürekli geçteyim, planlarımın gerisindeyim.
Zaten işe gidip gelmek bile bir dert bu şehirde.
Onlarca kitap rafta kaldı okumak istediğim.
Şöyle uzun uzun sofranın tadını çıkarmayı bile unuttum.
Kahvaltılar ayaküstü, yumurtanın sarısı bile küstü hani.
Spor salonlarına döktüğüm paralara yazık. Sabah gidemezsem akşam giderim, bu akşam olmadı yarın sabah kesin giderim, tüh şimdi spora gidersem işe geç kalırım derken sporda yine yedekteyim.
Kendine bakmayana "pasaklı" derler. Eh kolay mı güzel görünmek, başlı başına mesai anasını satayım.
Manikürün, pedikürün, saçların, boyan, makyajın, kremlerin derken nasıl zamanını tüketiyor insanın.
Şeytan diyor; "Sal kendini" ama nerede. Bir de beslenme sorunsalı var hayatımızın değil mi?
O üründe bilmemne var, şu ürün adamı hasta yapar. "Sağlıklı olmak için sağlıklı yiyecekleri tüket sakın ne bulursan yeme" gerginliği var. Bu yemek meselesi de yedi mi günde birkaç saatimizi.
İyi!
Bunun zorunlu hizmetleri var, ayak işleri var, bitmeyen evsel durumlar var, doktoru var, çocuğu var, aramazsan sitem edecek insan grubu var, var da var yani.
İşten çıktın, trafikle boğuştun eve vardın. Şimdi? Kafa kaldı mı ki?
E kocan geldi ya da sevgilin görmek istedi, arkadaşın uğradı, birileri telefonla aradı, internete baktın, belki sosyalleşmek için sokağa çıktın, arkadaşınla iki lafın belini büktün... derken oldu gecenin kör vakti.
Geldi mi uykun.
Oysa geceleri sana ait tek zaman dilimi.
Biraz kendi dünyanı yaşama yeri. Şarkılar yazılmayı bekler, kitaplar okunmak ister, filmler çağırır seni bir bir.
Ama bedenin uykuya yenilir.
Tiyatrolar, konserler, özlenen dostlar, sohbetler, zevkler, hobiler hep ertelenir.
Sonra bir gün daha, aynısından... sonra bir gün daha... aylar geçer... yeni yıl gelir... zaman yetmez.
Zaten şu zaman hiç yetmez! İnsan sürüklenir de sürüklenir.
Valla çatlayacağım artık. Öyle çok şey birikti ki yapamadığım huzursuzum, içim içimi kemiriyor, sanki boynumda bir tasma var ve çekiliyor da çekiliyor.
Tembel miyim? Hayır! Sadece zamansız ve de ayarsızım.
Hazır Enerji Bakanı Taner Yıldız sürekli yaz saatinde kalmaya takmışken ben de derdime yanayım dedim. Yıldız, arada bizi de görür de belki günü 30 saate çıkartmanın formülünü buluverir.
Bak yine saat kaç oldu. Her şeye geç oldu.