Tamam artık! Arkadaşlık savunmasına gerek yok, beş yaşındaki çocuk bile bu saatten sonra Arda Turan'la Sinem Kobal'ın arkadaş olduklarını yemez.
Zaten yedirmeye de gerek yok! Hele dün gördüğümüz Arda-Sinem Roma havaalanında, görüntülerinden sonra...
Tabii var böyle bir kaygı ünlülerimizde. Yani hani o lanet olası yanlış anlaşılma kaygısı, magazin medyası tarafından yıpratılma kaygısı, ilişkiden emin olmadan ortalığa dökülmeme kaygısı.
E çünkü başları ağrıyor sonra. Gönül işleri yıllarca kan ter döktükleri mesleklerinin önüne geçiyor. Sebep? İnsanoğlu böyle, dedikodu seviyor, kim kiminle ne aşk yaşadı, nasıl kavga etti, mutlu mu, mutsuz mu pek merak ediyor. Bir süre sonra da magazin haberleri ve dedikodular sayesinde ilişkinin suyu çıkıyor.
Hal böyleyken de esas oğlanla esas kıza da köşe bucak kaçmak düşüyor.
Neyse gelelim yıldız futbolcumuz Arda Turan ve güzel kız Sinem Kobal'a.
Bence artık kendilerine işkence etmekten, korkmaktan, saklanmaktan vazgeçsinler. İkisi de bekâr, ikisi de gencecik, ikisi de başarılı ve ikisi de milyonların sevgilisi. Üstelik çok da yakışıyorlar. Aşklarını yaşamak onların en doğal hakkı.
Arda ve Sinem sözüm size; kimseyi takmayın, kulaklarınızı tıkayın ve canınız nasıl istiyorsa öyle yaşayın. Bu devirde herkes aşkı bulmak için çırpınıyorken, siz bulduğunuzun kıymetini bilin.
Gerisi yalan. Gerisi zırvalık. Korkak olmayın, mutlu olun. Milli park değil orman olun.