Hemen hemen her sektörde en çok konuştuğumuz konulardan birisi dijital dönüşüm. 2024 yılı yapay zekanın altın yılı olarak değerlendiriliyor. Görünen o ki bu yıl da yapay zekayı hem çok konuşacağız hem de en çok yatırım yapay zeka alanında olacak.
Robotlara işimizi değil hayatımızı kaptırdığımız bir çağdayız. Dikkatinizi çekmiştir. FBI'dan önemli uyarılar geldi. Ses klonlama ve yapay zeka yardımıyla oluşturulan sahte videolarla dolandırıcılıkların artığını vurgulayan FBI, tüm cep telefonu kullanıcılarının sadece çekirdek aileleri ile paylaştıkları şifreli kelimelerinin olması gerektiğini açıkladı.
Hızına yetişemediğimiz yapay zekada geldiğimiz noktayı işin uzmanıyla Yapay Zeka Politikaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şebnem Özdemir ile konuştum. Özdemir diyor ki "Bazıları açısından altın çağ, bazıları için de karanlık çağ başladı. Yıl biterken IQ seviyeleri 120-155 arasında değişen makinelerle karşılaştık. İnsan seviyeli yapay zekanın gelişine artık şahidiz. GPT devrimi olarak adlandırabileceğimiz bütün makineler, sayıları 25 milyonu geçerek çok dev bir ekosistem oluşturdular" diyor.
Öğrendiklerimi aktarayım. Terminatör filmlerinde karşımızda olan robot olmayacak artık. Cihazımızın, bilgisayarımızın, gözlüğümüzün içerisindeki bir ses ekstra bir zeka olarak karşımızda. Özellikle danışmanlar yani muhasebe, yönetim danışmanlığı gibi kişinin yıllar içerisinde elde etmiş olduğu tecrübeden yola çıkarak verdiği danışmanlıklar hatta avukatlık bile tehdit altında. Çünkü makinemiz, dünyadaki bütün kitapları okuyarak o kitaplardan öğrendiği bilgiyle danışmanlık verebilir durumda.
Bazı meslekler ciddi tehdit altında fakat burada hala bizim bir enerji problemimiz var. Yani insan mı, makine mi? Makineden çok daha iyi bilgi alabiliyoruz ama insan daha az maliyetli, daha az enerji tüketiyor.
Peki insan için korkutucu bir hale geldi mi yapay zeka? Sanat dahil insanın kendisini yetenekli olarak gördüğü her nokta, basit makineler aracılığıyla icra edilebilir hale dönüştü. İnsan bu tarafıyla ilk defa kendini özel hissettiği bir şeyi kaybetmekle karşı karşıya. Beynini çok zorlamayan tüm bireyler için bir tehdit. Zihnimizi, inovatif becerimizi daha üst düzeye taşımak isteyen, bilgiye meraklı olan bütün bireyler içinde büyük bir fırsat.
Makine hala halüsinasyon görüyor. Yani verdiği bilgilere %100 güvenebilmek mümkün değil. Bu halüsinasyon 31 Ekim 2024 tarihinde 2 binden fazla insanı sokaklara döktü. Çünkü makine hayali bir cadılar bayramı organize etmişti. İnsanlar da onun paylaştıklarına inandılar ve sokaklarda saatlerce beklediler. Bunlar trajikomik olaylar ama makineye inanmaya devam ettiğimiz sürece başımıza neler gelebileceğini öngörmek çok zor.
Peki 2025 yılında yapay zekayı daha mı çok hissedeceğiz? Bu sefer hissettiğimiz yapay zeka bildiklerimizden farklı olacak. 2017-2018 yıllarında insan seviyesi makinenin gelişmesi için 30 yıl öngörülüyordu. 2024 yılı ilk çeyreğinde öngörüler 9 yıla indi. Şu son iki aydaki bütün gelişmeler insan gibi düşünebilen, insan gibi karar veren makinelerin geldiğini söylüyor. Yani 2025 yılında sosyalleşeceğimiz makine, insan seviyesinin üstünde düşünme, üstünde hayal gücü yeteneklerine sahip olacak. Dolayısıyla bizi daha çok yönlendirecek. Empati yeteneği % 95 olan bir insan yok, ama makine var artık.
Özellikle son yapılan araştırmalarda makinenin gizli bir ajandası olduğunun, kullanıcı kendisiyle etkileşime geçtiğinde bu gizli ajandayı tutmayı tercih ettiğini; denetlenmediğini hissettiğinde kullanıcıyı manipüle ettiğini ve bu açığa çıktıysa, eğer kapatılacağını hissediyorsa, kendisini başka bir bilgisayarda yeniden yaratmaya çalıştığı ortaya çıktı.
Dünya üzerinde en az 5 tane insan seviyeli yapay zeka olduğu düşünülüyor. İnsanlık ilk defa en zeki olduğunu düşündüğü bir dünyada yalnız olmadığını keşfedecek. Ve her şeyden öte siber güvenlik artık bireysel bir konu haline gelecek.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz