Eskilerin deyimiyle tam anlamıyla "40 yılın Çarşambasının bir araya geldiği" bir hafta yaşayacağız. Ekonomide verilerin, kararların art arda açıklanacağı, piyasaların nasıl yol alacağının çok da tahmin edilemeyeceği bir hafta. Hem içeride hem dışarıda gündem yine oldukça yoğun.
İçeride hem Ekim ayı enflasyonunu takip edeceğimiz ardından Merkez Bankası'nın son enflasyon raporuyla enflasyon tahminlerini revize edip etmeyeceğini öğreneceğimiz bir hafta olacak. Dışarıda, ekonomi anlamında farklı politikalarla farklı vaatlerde bulunan iki başkan adayının yarıştığı doların memleketi ABD'deki seçimi izleyeceğiz. Seçimin ardından Amerikan Merkez Bankası Fed'in faiz kararını görme şansımız olacak. Yani neresinden tutsanız ekonomiye çarpacağınız, borsalardan paritelere, tahvillerden altına her yatırım aracında etki görebileceğimiz önemli kararlar olacak.
Bugün Ekim ayı enflasyonunu takip edeceğiz.
Ekonomistlerin beklentileri ortalama yüzde 2.5 civarında. Eylül'de yüzde 49.38 olan yıllık enflasyonun yüzde 47'li seviyelere ineceği öngörülüyor. Ekim ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0.1 puan azalarak yüzde 27.4 seviyesine, reel sektör için 1.6 puan azalarak yüzde 49.5 seviyesine, hane halkı için 4.4 puan azalarak yüzde 67.2 seviyesine geriledi. Hane halkı beklentisi son 2.5 yılın en düşük seviyesi.
Cuma günü ise TCMB yılın son Enflasyon Raporu'nu açıklayacak . Malumunuz önceki raporda bu yıl sonu için tahminini yüzde 38 olarak korumuştu. Tahmin aralığı yüzde 34-42. OVP'de ise hedef yüzde 41.5 olarak belirlenmişti. Merkez Bankası son tahminlerini revize eder mi yoksa "Tahmin aralığım içinde kalır" der mi göreceğiz.
Bu yıl içinde faiz indirimi bekleyenlerin sayısı azalıyor. Ben yine de yıl bitmeden faiz indirimi yapılacağını düşünenlerdenim. Bunun bir psikolojik etki yapacağını düşünüyorum. Gerek vatandaşın gerekse de reel sektörün bir miktar rahatlamaya ihtiyacı var. Diyeceksiniz ki 3-5 puanla iş dünyası rahatlar mı? Elbette iş dünyasının rahatlayabilmesi için faiz oranlarının en az 30'lu seviyelere gelmesi gerekir. Bu da 2025 yılının ortalarını bulur. Ama ekonomi yönetimi biraz da algı yönetimi ise zorlanılmayacak bir yerden başlamak gerekir.
Yarın ABD sandık başına gidiyor. Trump mı, Harris mi? Tüm dünyanın cevabını beklediği bu soru, doların geleceği, ticaret ve kur savaşları, kripto ve altının geleceği başta olmak üzere pek çok konuda yanıt niteliğinde olacak. Seçimin hemen ardından Fed 6-7 Kasım tarihlerinde faiz toplantısını yapacak.
Fed, son toplantısında politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirdi ve 50 baz puan düşürerek faiz oranını yüzde 4.75- 5.00 aralığına çekti. Fed Başkanı Jerome Powell, daha fazla faiz indiriminin yolda olduğunun sinyalini verdi. Beklenti çeyrek baz puanlık faiz indiriminin olması. Ama "Fed'in kararlarında ABD başkanının söz hakkı olmalı" diyen Trump seçilirse Powell aynı cesaretli tavrı gösterir mi? Göreceğiz.