Memleketin MB rezervlerini okuyacak kadar finansal okuryazarlığı arttığına göre (!) atılan her teknik adımın ne anlama geldiğini yorumlaması da kolaylaşmıştır diye düşünüyorum. Belki bazılarının hoşuna gitmeyecek ama Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak'ın önemli projelerinden birinin daha ekonomiye nasıl fayda sağladığını anlatacağım.
Dünyanın en güvenilir bankalarının kısa vadeli borçlanma için birbirlerine uyguladıkları referans faiz oranı libor, yıl sonunda sona eriyor. 2012 yılında yaşanan 'libor skandalı' sonrasında daha güvenli bir sistemin oluşturulması için libor kullanımının kademeli olarak kaldırılması kararlaştırılmıştı. Libor işlemlerinin merkezi olarak görülen Londra'da euro, yen, isviçre frangı ve sterlin gibi birçok gösterge faizin belirlenmesine son verilecek.
İşte bu alanda "Libor'un yerine ne geçecek?" sorusu önemli. Gelişmekte olan ve hatta gelişmiş ülkeler adım atmamışken Türkiye, proaktif davrandı. TL'yi güçlü kılmak ve faizlerde oluşabilecek oynaklığı önlemek için 2019 Haziran'ında 'referans faiz' olarak nitelendirilen TLREF hesaplanmaya başladı. Türkiye, TLREF adımıyla dünyada ilk risksiz referans faizli devlet tahvili ihracını gerçekleştiren ülke olarak öne çıktı.
O tarihten bugüne de TLREF bazlı ihraçlar özellikle kurumsal ve nitelikli yatırımcılar tarafından yoğun ilgi gördü. Bugüne kadar şirketler TLREF'e endeksli ihraçlarla 71.2 milyar TL, Hazine 59.3 milyar TL olmak üzere toplam 130.5 milyar TL'lik finansman sağladı. TLREF'e endeksli ihraçlar ile bankacılık sektörü ise 2,3 milyar TL'lik uzun vadeli sermaye benzeri finansman elde etti. Verilen ek getiri 130-250 baz puan aralığı ile dünyadaki benzerlerine oldukça yakın seviyede gerçekleşti.
TLREF neden önemli? Ekonomiye ciddi katkılar sağlayan TLREF, şirketlere yabancı para yerine uzun vadeli TL kredi kullandırılmasının da önünü açtı. TLREF ile sistemik faiz riski azalırken, döviz ihtiyacının azalması ve likidite koşullarının iyileşmesi sağlanıyor. Reel sektör ve bankacılık sektörü için faiz belirsizliği azalırken, yatırım koşullarının iyileşmesi imkanı bulunuyor. Banka ve reel sektör bilançolarında dolarizasyonun azaltılması amaçlanıyor.
Ez cümle, ekonomide atılan adımlar maalesef hayal edildiği gibi bugünden yarına sonuç vermez. Meyvelerini daha uzun süre sonra alırsınız. İşte o arada da birileri sizi taşlamaya devam eder.
AŞI ADALETSİZLİĞİ
Batı'nın mülteciler konusunda yaptığı ayrımcılığı maalesef şimdi de aşıda görüyoruz. Aşıda patent tartışması gerçekten tüyler ürpertici... Paylaşmak yerine hala nasıl daha fazla stoklarız, kendimize saklarız derdindeler... Sanki tek başına kurtuluş mümkünmüş gibi. Dünkü Aylan bebek fotoğrafıyla, bugünkü Covid çaresizliğiyle bırakılan ülkelerin hiçbir farkı yok. Ve maalesef pandemi dünyada gelir adaletsizliğini giderek daha da büyütüyor. O yüzden bir kısım ülkeler ihtiyaçlarından fazla aşı stoklarken, bir kısmı aşıda milliyetçilik yapıp aşı pasaportlarından söz ederken, Erdoğan'ın "Yerli aşımızı tüm insanlıkla paylaşacağız" sözü "Dünya 5'ten büyüktür" manifestosundan farksızdır.