Pek çok uluslararası banka ve kuruluş artık açıkça yazmaya başladı: "2. dalgayı izliyoruz ama pandemi dönemi üç ülke ekonomisinin öne çıktığını gösteriyor. Çin, Güney Kore ve Türkiye."
Dünyadaki tüm merkez bankası başkanlarının ise ortak bir sözü var: "Mali politikalarla desteklenmeliyiz." Atmadıkları adım da kalmadı dersek yeri. "Bizim elimizden gelen budur, liderleri görelim" diyorlar yani. Liderlerin yaptıkları açıklamalara bakın. Özellikle Avrupa'da Merkel başta olmak üzere "Ekonomimiz küçülecek, aşı bulunsa da işimiz zor" açıklamaları dışında pek ses duymak mümkün değil. Lider görmek zor yani.
İşte şu son bir haftalık süreç Türkiye'nin neden öne geçtiğini ortaya çıkardı. Başkan Erdoğan, piyasa söylemiyle "sözlü müdahalesini" yaptı. Tüm yıpratma çabalarını, dezenformasyonu, sosyal medya kirliliğini, saldırıları elinin tersiyle itti ve yeni bir oyun kurdu. Ekonomide, hukukta ve demokraside yeni bir dönemi başlattı. Herkesin diline doladığı ama tam olarak ne istediklerini bile ifade edemedikleri "yapısal reform" kartını masaya koydu. İstikrar, büyüme ve istihdam odaklı seferberlik ilan etti. Bu söylem hem yatırımcıyı hem de her zaman "beklenilmeyi bekleyen" piyasaları hareketlendirdi. Bir haftada TL, dolar karşısında %10 değer kazandı. Türkiye'nin 5 yıl vadeli CDS primi % 23 düşüşle pandemi döneminde ilk kez 400 baz puanın altına geriledi. BIST 100 endeksinin haftalık kazancı % 8.3 oldu.
Ortaya şöyle bir tablo çıktı. Erdoğan enflasyonla mücadele önceliğini ortaya koyup fiyat ve finansal istikrar hedefini çizdi. Şimdi bu ana yolda giderken atılacak adımlar da hava koşullarına göre olacak. O yüzden MB'nin 19 Kasım'da hangi kararı vereceği ana gündem olmaktan çıktı. Önemli olan ana hedefe ulaşmak. 18 Kasım'da TOBB Ekonomi Şurası'nda Erdoğan'ı, 17 Kasım'da bütçe sunumunda Hazine ve Maliye Bakanı Elvan'ı dinleyeceğiz. Böylece yeni dönemi daha net anlama şansımız olacak.
Albayrak dönemi
Geçen hafta köşe yazmadığım için düşüncelerimi paylaşamadım. 5 yıldır gerek Enerji Bakanlığı gerekse Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde Berat Albayrak'ı yakinen takip ettim. Her iki bakanlıkta da birinde Rusya diğerinde ABD ile gerilimin ortasında göreve geldi. Sürekli saldırı altında pek çok cephede çok zor süreçleri yönetti. Doğalgaz keşfine çıkan gemilerden güneş enerjisi tarlalarına, TLREF'ten swap anlaşmalarına memleket için pek çok tarihi imza attı. Doğalgaz keşfinde olduğu gibi birçoğunun meyveleri daha sonra toplanacak. 25 yıldır yüzlerce bakan takip ettim. Albayrak, tanık olduğum en vizyoner en mücadeleci bakanlardan biriydi.