Son günü İstanbul seçimlerinin olacağı oldukça yoğun bir haftaya giriyoruz. Dünyanın dört gözle beklediği ay sonundaki G20 zirvesi öncesi, zirveye yönelik spekülasyonların ve beklentilerin çokça konuşulacağı bir hafta olacak. Yabancı basına göz gezdirince endişelerin arttığı görülüyor. Zirveden savaş çıkarmaya çalışanlar var, hatta zirve toplanmadan. Tabii ABD Başkanı Trump'ın tutarsız tavrı bu düşünceleri besliyor. Ancak şüphesiz bu haftanın gündemi doların patronu FED'in kararı olacak. Trump'ın ticaret politikaları ABD'de resesyon ihtimalini güçlendirip üzerine bir de FED Başkanına yönelik eleştirileri de artınca faiz indirimi beklentileri yükseldi. Pek çok ekonomistin değişim beklememesiyle birlikte Fed Çarşamba günü para politikası kararını verecek. Beklenenden daha zayıf gelen enflasyon verileri, ekonomik görünüme dair endişeleri artırdı. Fed Başkanı Jerome Powell 4 Haziran'da ticari çekişmeleri adres göstererek Fed'in "uygun şekilde" davranacağını söylemişti. Fed Temmuz ayındaki faiz indirimine kapı açabilir. Bu durum dolardaki dalgalanmaların da ana sebebi olacak elbette.
Bu hafta Fed'in dışında ayrıca Avrupa Merkez Bankası'nın Portekiz Sintra'daki üç günlük yıllık toplantısı ile Japonya ve İngiltere'nin merkez bankası toplantıları da dikkat çekici olacak. 2 yıl önce Sintra'da Draghi, euro bölgesinin "güçlenip genişleyen" ekonomik toparlanmasını işaret edip tahvil satışlarını ateşlemişti. Şimdi ise sonbaharda görevi dolacak bir başkan olarak resesyon baskısı altında, borçlarıyla boğuşan ve birliğin devamı her geçen gün daha fazla tartışılan bir Avrupa'yı kime bırakacağı, söyleyeceklerinden daha çok merak ediliyor. Dolar ve Euro'nun geleceği yani küresel piyasalar ve ticaret açısından oldukça kritik bir hafta olacak.