Türkiye ekonomisinin önümüzdeki 3 yılına "Dengelenme, Disiplin ve Değişim" getirecek Yeni Ekonomi Programı'nın en önemli sacayaklarından biri enflasyonla mücadele olacak. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın önümüzdeki günlerde açıklayacağı enflasyonla mücadele aksiyon stratejisi eylül ayında beklentilerin üzerinde gelen enflasyonla daha da önem kazandı.
Stratejide neler olacağı elbette önemli. Ama bence önemli olan bunu sadece hükümetin bir planı gibi görmeden herkesin bireysel olarak da sahiplenmesi, bu mücadeleye omuz vermesi gerekiyor. Kamudan özel sektöre, bankalardan reel sektöre, ev hanımından öğrenciye, tarladan markete yani Albayrak'ın altını çizdiği gibi topyekûn mücadele şart. Kamu harcamalarını disipline edecek, özel sektör elini taşın altına koyacak. Vatandaş olarak "Ben ne yapabilirim?" diye düşünün. Sokakta, pazarda, tarlada, hayatın içinde olan biziz. Stokçuya, fırsatçıya, spekülatif fiyatlama davranışı içinde olana kazanma şansı vermemeliyiz. Biz tüketim alışkanlıklarımızı değiştirir, daha çok sorgular, araştırır, vatandaşın yanında olan üreticiyi desteklersek kazanan Türkiye olur.
Denetimler sıkılaştı. Ancak görüyoruz ki bu "Ben niye kazanmayayım?" kolaycılığı, tarla kenarındaki tezgâhta satış yapan köylü Fatma Teyze'ye kadar sirayet etmiş durumda. Yazın yaptığı salçayı eylülde 10 TL'ye satarken, Ekimde 25 TL'ye satma girişimi zihin ve vicdanlarımızın bulanıklaştığına işaret. Şehirdeki cebimize haksızca uzanan el, daha ağır cezalar almalı ki köylerdeki masumiyet de bozulmasın. Ki bu markette su satan da olabilir, yüksek faizle KOBİ'yi köşeye sıkıştıran banka da, dolarla işi olmasa da kur zammı yapan hammadde tedarikçisi de, nakdi olmasına rağmen ödemeleri bekletip küçük işletmeleri iflasa sürükleyen holding de... Birileri hapis cezası gibi büyük cezalarla kamuoyu önünde ifşa edilmedikçe aklını başına almayacak.
Kimsenin zenginleşme hayaline sözüm yok. Ama ürettiğinden fazlasını yani hak etmediğini kazanmaya çalışıp başkasını fakirleştiren her kimse, mücadele etmemiz gereken işte onlar. Sektörü fark etmez. Tüketmemek değil alışveriş listesini doğru yapmak, üretimi durdurmak değil iş planlarını doğru yapmak, kredileri kesmek değil doğru olanı desteklemek... Bu disiplin ve değişim sürecinin safralarımızı atıp ekonomimizi çok daha iyi yerlere taşımamızı sağlayacağına inanıyorum.