Zenginliğin her bir kaldırımında hissedildiği çok az şehir vardır.
Bence dünyaca ünlü fuarlara evsahipliği yapan Fransa'nın Cannes şehri, öyle bir şehir. Her yıl martta, 8 trilyon doları yönetenlerin katıldığı uluslararası gayrimenkul fuarı MIPIM de bu zenginliğe şovuyla renk katar.
MIPIM bu yıl da 100 ülkeden 5 bin yatırımcı, 4 bin 500 geliştirici, 5 bin 400 portföy yönetimi, hizmet sektöründen 3 bin 600 şirket, bin 800 mimarlık şirketi ile 500 şehir ve ilçeyi ağırlayacak.
"Bu fuarın bizim için önemi ne?" diyebilirsiniz.
Birincisi, Türkiye tanıtımı için önemli bir fırsat.
Paris ve Londra çadırlarının arasında dev İstanbul çadırı - ki İstanbul Ticaret Odası'nın merhum başkanı İbrahim Çağlar'dan mirastır - yatırımcıların büyük ilgisini çekiyor. Türk kahvesi içip lokumun tadına bakarken bile birçok projeyi tanımış oluyorlar.
İstanbul'un yanı sıra geçen yıl Antalya, Balıkesir, Hatay, İstanbul, Kocaeli ve Beyoğlu belediyeleri fuara katılmıştı.
Bu yıl ise şimdilik İstanbul, Balıkesir, Gaziantep, Hatay ve Beyoğlu belediyeleri fuara gideceğini kesinleştirdi.
Başta Sivas olmak üzere pek çok şehir ile de görüşüldüğünü duydum.
Gaziantep'in gastronomi konusunda fuarın zengin katılımcılarına şov yapacağından ise hiç şüphemiz yoktur herhalde.
Baklavayı tatmayan kalmayacak.
Şehirlerin tanıtımı için çok önemli bir fırsat.
Yeter ki gidip sadece kendi stantlarında oturup yatırımcı beklemesinler.
İkincisi, yatırım çekmek için önemli bir fırsat. Dünya inşaat sektörü bu yıl 1,1 trilyon dolarlık yatırım anlaşmalarına imza atmayı planlıyor. Bu fuar da yabancı işbirlikleri için büyük önem taşıyor. Türk tarafında geçen yıl 3 bin 500 olan birebir görüşmelerin 4 bine yükseltilmesi hedefleniyor.
Üçüncüsü, gayrimenkulün etki ettiği 200'ü aşkın sektör için de fırsat. Geçen yıl sadece Türk seramikçileri ve İstanbul Maden İhracatçıları Birliği katılmıştı.
Bu anlamda daha fazla katılım olması gerekir.
Dördüncüsü, Cannes'in örnek hikayesi. Cannes, diğer şehirlerdeki tarihi ve kültürel zenginliklerin zarar görmemesi için bölgesinin bu anlamda en fakir şehri olarak fuar kenti seçilmiş.
Bugün dünya sosyetesi orada tatil yapıyor. Peki Türkiye'de Cannes olabilecek bir şehir yok mu?
Türkiye, değişen dünyada küresel ekonomide de artık oyun kurucu olmalı ve bu fuarlara da yön vermeli.