Dünyanın her yerinde, özellikle 2008'de gün yüzüne çıkan ABD merkezli küresel krizle şiddetlenen büyük bir ekonomik mutsuzluk var. Değişen liderler hatta değişen sınırlar bile bu mutsuzluğun derinleşmesinin önüne geçemiyor. Türkiye gibi çok az sayıdaki ülke bu mutsuzluk girdabına düşmemişti, öyle olunca darbe girişimleriyle, bölgesel diplomatik saldırılarla bu küresel oyun sürdürüldü.
Türkiye'nin ikinci kez dönem başkanlığını devraldığı D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği "Mevcut küresel sistem bir avuç mutlu azınlık dışında kimseyi tatmin etmiyor" sözü aslında dünyanın durumunu ortaya koyuyor. "D-8'i genişletmekten korkmayalım. D-20'ye kadar çıkarabiliriz" vizyonu ise o toplantıda olmayan, dünyanın birçok ülkesinde üzerinde çok tartışılan bir konu olmuştur.
Erdoğan, "Dolar ve euro baskısı altında ekonomimizi eritmeye gerek yok. Biz yerli ve milli paralarla ticaretimizi yaptığımızda buradan ülkelerimiz ciddi manada kazanacaktır. Dönem başkanlığımızda diyoruz ki bir takas odası kurulması için merkez bankalarımızı bir araya getirelim" dedi. Yani dünyada yeni bir tarih yazılırken dikkat çekici bir başka birlik ihtimali daha var.
Son yıllarda herkesin farklı bir söylemde olduğu görülse de 57 İslam ülkesinin kendi arasındaki potansiyel ticaret hacmi, maddi- manevi bir İslam Birliği'nin mümkün olduğunu kanıtlıyor. İslam ülkelerinin 2015-2019 döneminde yılda yüzde 5.4'lük büyüme ortalamasını yakalaması bekleniyor. Aynı dönemde dünya yıllık ortalama büyüme hızının yüzde 3.6, BRICS ülkeleri büyüme hızı ise yüzde 3.9 olarak tahmin ediliyor. İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkelerin dünya ticaretinden aldığı pay son 10 yılda yüzde 93 artarak 3.43 trilyon dolara yükseldi.
D-8 de bu anlamda önemli kuruluşlardan biri. Aynı zamanda İslam İşbirliği Örgütü içinde yer alan bu sekiz ülke 1997 yılında dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan önderliğinde bir araya gelmişti. Kuruluşunda 8 ülkenin gayrisafi milli hasılası 690 milyar dolardı. Şimdi 3 trilyon 770 milyar dolar. Nüfusu 1.1 milyar. 57 İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkenin nüfusunun yüzde 64'ü D-8 ülkelerinde yaşıyor. İslam ülkelerinin toplam gayri safi milli hasılasının yüzde 53'ünü bu 8 ülke yapıyor. İslam ülkelerinin toplam dış ticaretinin yüzde 40'ını da D-8 yapıyor. D-8 ülkeleri arasındaki ticaret hacmi ise 130 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Amaç 500 milyar dolara çıkarmak... İslami finans sektörünün potansiyeli 7 trilyon dolar... Helal gıda ve yaşam pazarının büyüklüğü ise 2 trilyon doları aşıyor.
Yani birlik olmak istedikten sonra bu dünyada güç dengeleri hiç de sarsılmaz değil.