Sanki bu yıllarda zaman daha hızlı akıyor. Özellikle ülke olarak geçirdiğimiz art arda sıkıntılı yılların da psikolojik etkisiyle herkesin şikâyetçi olduğu bir konu bu. Zamanı yönetebilmek çok önemli bir sanat, özellikle de ekonomi için. Ekonomide de metal yorgunluklara fırsat vermemek gerekiyor.
İyisiyle kötüsüyle yılın altıncı ayına geldik bile. Yılbaşında ekonomi yönetiminin genel beklentisi yılın ikinci yarısından itibaren iyileşmelerin başlayacağı yönündeydi. Görüyoruz ki aslında yılın ikinci çeyreğinden itibaren toparlanma hızlanmaya başladı. Geçen yılı zor geçiren ihracat yılın ilk 5 ayında yüzde 10 arttı. Mayıs'taki artış yüzde 15.8 oldu. 12 aylık ihracat ise 147 milyar dolara ulaştı. Geçen yılın asıl kaybedeni turizmde de toparlanma var. Nisan'da turist sayısı yüzde 18,1 oranında arttı. Kredi Garanti Fonu destekli finansman paketi ile faizsiz KOSGEB kredisi uygulamaları reel sektörü canlandırdı. Çarklar hızlandı. Yabancı yatırımcı yönünü tekrar Türkiye'ye çevirdi. Yılın ilk 3 ayında doğrudan yabancı yatırım geçen yıla göre yüzde 43 arttı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mayıs ayında yaptığı geziler etkisini göstermeye başladı.
Piyasalara bakınca Borsa İstanbul rekor üstüne rekor kırıyor. Son 6 ayda yüzde 34'lük yükselişle dünyanın bir numarası... 100 bin hedefine koşuyor. Şirketlerin piyasa değeri her geçen gün artıyor. Türk Lirası'ndaki değer kazancı herkesin malumu. Yılbaşında TL yerine doları tercih eden bugün zararda. Küresel piyasaların sözünü dinlediği birçok yabancı banka ve fon, yatırım için TL'yi işaret ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlattığı TL seferberliği de istihdam seferberliği de meyvelerini vermeye başladı. Yarın açıklanacak Mayıs ayı enflasyon rakamlarıyla birlikte enflasyonda gerilemenin de başlamasını umuyoruz.
Açık söyleyeyim. Yılın ilk yarısında en olumsuz konuşanların bile ılımlı havaya ayak uydurduğunu görüyorum ve "Şaşkınız" itiraflarını dinliyorum.
Yine ortam bozanlar ortaya çıkmazsa, küresel ticaret ve piyasalarda gerginlikler tırmanmazsa bu yaz, ekonomi için de daha iyi bir sisteme ısınma dönemi olacak gibi görünüyor. Gayretler sürerse yılın üçüncü çeyreği son yılların en iyi çeyreklerinden birisi olabilir.
Elbette ekonomide beğenmediğimiz, "Daha çok yol kat edilmesi gerekir" dediğimiz birçok alan var. Elbette özel sektörde adım atmak için "Bir kabine değişimi olsun da görelim. Bakalım seçim olur mu? Bize bu konuda teşvik çıksın da bakalım. FED faizini açıklasın da dünyayı izleyelim" diye çeşitli bahanelerle bekleyenler de var ve olacak. Ama her zaman olduğu gibi işleyen demir ışıldayacak. O yüzden belki de her şirket önce metal yorgunlukları üstünden atarak işe başlamalı.