Bugün dünya çapında bir istatistik yapılsa "Kalktığınızda ilk olarak ne yapıyorsunuz?" diye açık ara önde çıkar herhalde.
Sabah ilk iş olarak hava durumundan önce doların durumuna baktığımız günlerden geçiyoruz.
ABD Başkanlığı'na Trump seçildiğinden beri dünyanın ekonomik dengesinin nasıl değişeceği, hangi anlaşmaların rafa kalkacağı yönünde tartışmalar sürüp gidiyor.
Türkiye'nin de istemediği ABD ile Avrupa arasında yürütülen Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması da bunlardan biri...
Hükümet bir yandan küresel dalgalanmalara yönelik önlemler alırken, iş dünyası da Trump döneminde ABD ile ticarete ivme kazandırmak için önemli adımlar atıyor.
TİM'in öncülüğünde yürütülen Türk Ticaret Merkezi projesi New York'a taşınıyor.
Geçtiğimiz günlerde ihracatçılar Manhattan'da 10. Cadde'de merkezin binasını kiraladılar. Tekstilden ayakkabıya, halıdan hazır giyime artık her sektör ABD'de hem kendi ürünlerini hem de Türkiye'yi tanıtma imkânı bulacak.
Bugüne kadar Japonya, Güney Kore şirketlerinin çok etkili olduğu bir bölgede "Biz de varız" diyecek.
Bir merkez de Chicago'da olacak.
Türk Ticaret Merkezi'nin yeni yıla kadar faaliyete başlaması bekleniyor. İhracatçılar bu merkezlerle yıllık 6.4 milyar doları bulan ABD'ye ihracatın yüzde 10 oranında artacağını düşünüyor. Daha da önemlisi yeni döneminde ABD ticaretinin kalbinde lobi yapma fırsatı bulacaklar.
ABD'de tüm eyaletlere yönelik özel çalışmalar da yapılması planlanıyor. Ancak şu da dikkat çekiyor. Los Angeles, San Francisco, Miami, Chicago, Boston ve Houston gibi çok kritik yerlerde Türkiye'nin ticari ataşesi bulunmuyor.