Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SOLİ ÖZEL

Beyrut'ta cinayet

Konuyla ilgilenenlerin dedektiflik dürtülerini azdıran bir cinayet işlendi Beyrut'ta. Pierre Cemayel'in öldürülüşü Lübnan'daki alışıldık suikastlardan bir tarzda gerçekleşti. Güçlü ve geçmişinde hayli şiddet ve kan olan bir ailenin oğlu, uzaktan kumandalı bombaların sinsiliğine alışmış bu şehirde daha çok mafya hesaplaşmalarına yakışır şekilde bir saldırıya kurban gitti. Kimine göre bu eylem de Suriye'nin Lübnan'daki cinayetler dizisine ait. Ya da Suriye rejimindeki en sert örgütler Başkan'dan bağımsız bu cinayeti örgütledi. Kimilerine göre ise asıl Suriye düşmanları böyle bir tezgahı gerçekleştirmiş olabilir. Zira son dönemdeki gelişmeler tam Suriye'nin isteğine uygundu..
İsrail-Hizbullah savaşı ateşkesle sonuçlandığından beri Hizbullah kendi siyasi hesaplarının da gereği olarak Suriye paralelinde bir strateji izledi. Lübnan'ın meşru hükümetini zora sokmak için elinden geleni yaptı. Hükümeti Amerikan kuklası olarak tanımladı. Ülkenin Suriye işgalinden kurtulması için mücadele etmiş gruplara karşı tavır aldı. İran bağlantılarını güçlendirdi. Son haftalarda kabinedeki tüm Şii bakanların istifa etmesini sağlayarak hükümeti yıkmaya çalıştı.

Şam'ın iki hedefi
Aslında Hizbullah'ın Lübnan'daki siyasi sistemde daha fazla iktidar payı isteme hakkı var. Ancak bunu ülkeyi istikrarsızlaştırarak, mezhep farklılıklarını kaşıyarak ve dış güçlerle alenen işbirliği yaparak gerçekleştirmeye çalışması ülkede huzursuzluk yaratıyor. Bugün de anti-Suriye güçleri ve hükümeti sıkıştırmak amacıyla Hizbullah büyük gösteriler planlamıştı. Gösteri yerine cenaze merasimi yapılacak.
Suriye'nin ve onun müttefiki olarak Hizbullah'ın iki hedefi vardı. Birincisi Lübnan'daki Suriye karşıtlarını cinayetlerle ve siyasi markajla yıldırmak, sindirmek ve Sinyora hükümetini düşürdükten sonra ülkeyi tekrar Şam'ın tahakkümü altına sokmak. Özellikle Şam açısından çok önemli diğer hedef ise Başbakan Hariri'nin katillerini yargılayacak uluslararası mahkemenin kurulmasını engellemekti. Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler savcısı Serge Brammertz bu suikast hakkındaki son raporunu aralık ayında açıklayacak. Raporun Suriye'deki önemli şahsiyetlerin Hariri cinayetinden sorumlu olduğunu kanıtlaması bekleniyor.

Suudiler de devrede
Bu ikinci hedef gerçekleşemedi. Sinyora hükümeti uluslararası mahkemenin kurulmasına onay verdi. Dünkü cinayetten sonra da Güvenlik Konseyi oybirliğiyle mahkemeyi kurma kararı aldı. Suriye rejimi aslında son üç yıllık korkularını artık aşmıştı. ABD'nin Irak'taki başarısızlığı bundan sonraki aşamalarda Şam ve Tahran'ın yardımını isteyeceği beklentisini güçlendirdi. Genel beklenti Lübnan'ın ve demokrasisinin Irak'ta yardım karşılığında Şam'a kurban verileceği yönündeydi. Böylesi avantajlı bir durumda Suriye'nin cinayeti tasarlamış olması mantıklı gelmiyor. Ancak rejimin de her zaman mantığa uygun hareket ettiğini söylemek zor.
Cemayel'in öldürülmesinden sonra uluslar arası sistem Sinyora hükümetinin arkasına geçti. Lübnan'da olup bitenlerin bölge çapında ABD ile İran-Suriye arasında daha büyük bir hesaplaşmanın parçası olduğuna da kuşku yok. Özellikle İran'ı dengelemek isteyen ve Sünni Hariri'nin öldürülmesine çok kızan Suudilerin de mahkemeyi önemsedikleri ve Suriye'yi uyardığı da biliniyor. Bunun Lübnan'ı korumaya, iç savaşın yeniden patlamasını engellemeye yetip yetmeyeceği ise zamanla görülür. Meşru Lübnan hükümetinin yalnız bırakılması ise yalnızca ahlaken yanlış olmakla kalmayacak bu ülkenin Somalileşmesinin önünü dahi açabilecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA