Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Çandar, Wolfowitz ve Netanyahu

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Siyonist Netanyahu'nun Lübnan'a saldırması doğal olarak savaşın bölgeye yayılmasının ilk işaret fişeği oldu. Süreç nasıl seyreder göreceğiz ama ilginç olan Netanyahu'nun da savaşı bölgeye yayma gerekçesi: "İran'a demokrasi götüreceğiz. İran nihayet özgürleştiğinde her şey daha farklı olacak."
Hiç şaşırmadık. Son 30 yıldır ABD başkanları Bush'lar, Obama'lar hep aynı yalanı söyledi. Demokrasi adına Afganistan ve Irak'ı işgal ettiler, bölgeyi cehenneme çevirdiler, çocuk-kadın demeden milyonlarca insan katlettiler... Suriye'de yaşananlar da farklı değildi. Netanyahu onların bugünkü aparatı.
Başkan Erdoğan, bu gerçeği iyi bildiği için Meclis'in açılışında gelmekte olan tehlikeye dikkat çekti: "Netanyahu hükümeti, Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kurmaktadır."

SAVAŞIN ENTELEKTÜEL GODFATHER'I
Meclis'te Başkan Erdoğan'ın bu çıkışına tepki veren oldu mu bilmiyorum ama DEM Parti Milletvekili eski gazeteci Cengiz Çandar'ın tepkisi ibretlikti. FKÖ kimliği taşımakla övünen, hoca edasıyla "vaat edilmiş topraklardan" söz eden öğrencileri sınıfta bırakan Çandar'ın o sözleri, ABD'nin Irak işgalindeki tutumunu hatırlattı. Bir de o işgalin "mimarı" ya da Çandar'ın deyimiyle "entelektüel godfather"ı olan Paul Wolfowitz'le yakın dostluğunu ve işgaldeki rolünü...
Öngörüsü güçlü ya, o da savaş hazırlıklarının yapıldığı o günlerde sık görüştüğü dostu Wolfowitz gibi ABD'nin Irak'a "demokrasi" getireceği hayalini kurmuştu. Dostuyla öyle iç içe geçmişlerdi ki, Türkiye'nin ABD'ye taşeronluk yapması için elinden geleni yaptı. Sürekli yazdı, karşı çıkanları eleştirdi.
Dostu Paul Wolfowitz o tarihte ABD Savunma Bakan Yardımcısı'ydı. Savaş çanları çalmaya başladığında dostuna coşkuyla şöyle soruyordu: "Kokteyl ne zaman başlayacak?"

'CANIM BAĞDAT'TA OLMAK İSTİYOR'
Kastettiği Irak'ın işgaliydi. İşgal başladığındaki ruh hâli de ibretlikti:
"Bugün canım yazı yazmak istemiyor. Canım yazı yazmak istemediğine göre canım ne istiyordu? Canım Bağdat'ta olmak istiyordu. Ahh, dün Bağdat'ta olabilseydim. Bizim bu kirli savaşta yerimiz yokmuş! Bu kirli savaş dedikleri, Irak'ta polis rejiminin yıkılması ve Irak halkının zalim diktatörden kurtarılması savaşı idi oysa."
Öngörüye bakar mısınız? İnsanı dehşete düşürüyor. Bu kirli savaşa destek veren ABD'li aydınlar özeleştiri yaptı, Tony Blair dâhil birçok siyasetçi yalan söylediklerini kabullendi ama Çandar hiç oralı olmadı. Hatta ölümleri küçümseyecek kadar kendini kaybetti.
Şu satırlar da Çandar'a ait:
"1 milyon kişi ölmüş. Kime göre? Bu rakam nereden çıkıyor? İsabeti ne? Rakam doğru değil. Ancak inanılmaz derecede abartılmış olması, çok büyük sayıda can kaybı olmadığını göstermiyor. Oldu (...) Amerika öldürmedi bu kadar insanı. Savaş Pandora'nın kutusunun kapağını açtı. Baskı altında uyutulan SünniŞii çatışması dinamiği harekete geçti..."

KÖRFEZ'İN STRATEJİK KONTROLÜ
Dünden bugüne bölgede yaşanan bütün olaylara ABD ekseninden bakan Çandar'ın bugün İsrail'in yayılmacı siyasetini görmezden gelmesi de, DEM Parti milletvekili olması da şaşırtıcı değil. Çünkü nerede durduğunu daha o tarihlerden iyi biliyor. Bakın 11 Aralık 2003 tarihinde katıldığı bir panelde şu tespit yapıyor:
"ABD gücünü Ortadoğu'daki gelişmeler üzerinden belirlemek istemektedir. Bunun yeniden teminini de Arap ve İslam ülkelerine demokrasinin empoze edilmesi şeklinde yapmaya çalışıyor."
İşgalle diyemiyor ve bir kez daha "demokrasi" getirmek yalanına sığınıyor.
Oysa işin aslı daha o günlerden belliydi ve ABD bölgeyi işgal ve kaosla elinde tutmak istiyordu. Şimdi gelin bugüne de ışık tutan yine Çandar'ın "Mezopotamya Ekspresi" kitabında yer alan (Sayfa 390) dostu Wolfowitz'den aktardığı şu satırlara bakalım:
"Irak Savaşı'nın ardında yatan ve çok net görülmeyen felsefi gerçeklerin başında az önce gönderme yaptığın Çin'in yükselişi söz konusu olabilir. Yükselen ve süper devlet potansiyeli taşıyan bir güce karşı, Körfez bölgesinin stratejik kontrolünü şimdiden sağlamak Irak Savaşı'nı açıklayan gerekçelerden biri sayılabilir..."
Dostu Wolfowitz'in "hiçbir yerde açıklanmamış" bu değerlendirmeleri Çandar'ı bile şaşırtmış... Ama ne o açıklama ne de öğrencilik yıllarımdan beri izlediğim Çandar'ın siyasi savrulmaları ve son açıklamaları ben hiç şaşırtmadı. Görevini yapıyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA