Türkiye seçim sonrası önüne çok önemli bir hedef koydu: Enflasyonla mücadele etmek, hayat pahalılığını durdurmak ve 1 trilyon doları aşarak gelişmiş ülkeler arasına girmek...
Bunun yolu da doğal olarak üretimi artırmak ve ithalatı azaltmaktan geçiyor.
İthalattaki en önemli kalem ise enerji. Türkiye geçen yıl sadece enerji ithalatına tam 99 milyar dolar ödedi.
Hafta içinde Ankara'da Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar'la da görüştüm. Bakan Bayraktar söze, "Bizim temel açmazlarımızdan biri dışa bağımlılık" diyor ve ekliyordu:
"Enerjide çok ciddi oranda dışa bağımlıyız. Bunu aşmamız lazım, bunu aşamadığımız zaman bizim genel olarak ekonomi çarkını iyiye döndürmemiz kolay olmayacak. Bakın geçen sene 99 milyar dolar ithalat faturası ödedik."
Bakan Bayraktar, bu tablonun değişmesi için özellikle son 10 yılda önemli ve kalıcı adımlar atıldığını belirtiyor ve şöyle diyor:
"Bizim bu tabloyu dönüştürmemiz lazım. Bunun için önceliğimiz tabii ki yenilenebilir enerji ve yerli kaynaklar. Rüzgâr, güneş ve jeotermal kaynakları eskisinden daha hızlı ekonomiye kazandırmak zorundayız. 2035 yılına kadar her yıl 3500 megavat güneş, 1500 megavat rüzgâr yapmamız lazım. Toplamda 60 bin megavatlık bir üretim demek bu. Geçmiş 15 yılda toplam 20-23 bin megavat enerji üretmişiz, demek ki şimdi önümüzdeki 12 yılda bunu neredeyse üç katını üretmeliyiz."
'YENİ GABAR'LARA İHTİYACIMIZ VAR'
Peki bu nasıl yapılacak?
"Bugüne kadar ne yapıyorsak onun çok daha fazlasını yapacağız. Paradigmayı değiştireceğiz. Merkezi ve yerel idarelerde, orman ve çevrede izin süreçlerini hızlandıracak ve yatırımcıyı motive edeceğiz. Bunun kadar önemli olan bir konu da kendi petrol ve doğalgaz kaynaklarımıza yönelmektir. Mutlaka kendi kaynaklarımızı çıkarmamız lazım. Karadeniz ve Akdeniz'de yeni sahalara ve yeni Gabar'lara ihtiyacımız var. Bunlar yetmez, ayrıca Türkiye mutlaka yurtdışı sahalarda da petrol ve doğalgaz aramalı ve arıyoruz. Azerbaycan ve Irak'ta varız, diğer sahalara da gitmeliyiz. Başka şansımız yok."
Bakan Bayraktar son olarak da "enerji kullanımına" dikkat çeken bir çağrı yapıyor:
"Enerjiyi verimli kullanmak zorundayız. Bunu öğrenmeliyiz. Kendi konforumuzu düşürmeden bunu yapabiliriz. Hepimiz birçok yerde fuzuli elektrik kullanıldığını biliyoruz. Çoğu yerde havayı ısıtıyoruz. Kış ortasında gürül gürül doğalgazı yakıp havayı ısıtarak kahveni içiyorsan maliyetini de ödemelisin. Burada davranışsal değişikliğe de ihtiyacımız var. Bunu da gerçek fiyat sağlar. Tabii bunu ihtiyaç sahibi kesimleri koruyan bir modelde yürümemiz lazım."
***
CHP'DE İMAMOĞLU'NUN 'VEKÂLET' SAVAŞI
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, genel başkanlığa adaylığını açıkladı ama ne söyledikleriyle inandırıcı bulundu ne de gerçek aday olup olmadığıyla... Şüphenin arkasındaki isim de bilinenlerin tam tersine Kılıçdaroğlu değil İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu. Artık siyasette bir İmamoğlu modeli var. Her makama aday olduğu hâlde açıkça ortaya çıkmıyor, "vekil" kullanıyor. Cumhurbaşkanlığı makamı için vekili Meral Akşener'di. "Kazanacak aday" diye onu "Fatih" bile yaptı. Şimdi aynı yöntemi Özel izliyor. Görünürde Özel aday ama arka planda İmamoğlu var.
Bu yöntem CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda da deneniyor. Bu kez birkaç isme "vekâlet" verilmiş. "Abi formülü" için Cemal Canpolat, teşkilat tarafında ise CHP tabanının Erdoğan Toprak'ın adayı olarak bildiği Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik var. CHP'lilere göre aslında ikisi de İmamoğlu'nun adayı.
Şu sıralarda kulislerde Çelik'in birkaç ay önce tecrübeli bir CHP'liye İmamoğlu'na destek vereceğini söylediği konuşuluyor.