Altılı Masa'daki iç kavga bitecek gibi değil. Süreci sadece İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "kazanacak aday" veya "Noter değiliz" diye tahrip etmiyor, aynı zamanda iki siyasi aktörü İmamoğlu ve Yavaş'ı da kışkırtarak dışarıdan içeriyi baskı altına alıyor.
Bu kuşatmanın görünen nedeni, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığını engellemek. Akşener, Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağını ima ediyor. Oysa Akşener'in tek derdi bu değil, asıl derdi kendi partisinin kan kaybetmesi.
Çünkü Kılıçdaroğlu'nun adaylığının giderek güçlenmesi ile İyi Parti'nin oy kaybetmesi arasında bir paralellik var.
Kılıçdaroğlu'nun şansı arttıkça İyi Parti'nin şansı azalıyor. Bu da İyi Partilileri çıldırtıyor. Onlar da doğal olarak genel başkanları Akşener'e baskı yaparak, aday olmasını ya da gidişatı durdurmasını istiyorlar. Aksi halde İyi Parti, parti olmaktan çıkacak.
İyi Parti'nin zorlama anketlerle yüzde 14 veya üstünde gösterilmesi sonucu değiştirmiyor. Gerçeği onlar da biliyor. Kılıçdaroğlu'nun oyu arttıkça, İyi Parti'nin oyu düşüyor.
İşte Meral Akşener'i Kılıçdaroğlu'na karşı çıkartan, "istemezükçü" yapan bu paradoks. Akşener bunu aşmak için ya istediği bir ismi İmamoğlu gibi masaya dayatacak ya da masayı dağıtıp partisini ayrı seçime sokacak. Birinci şıkkı önceliyor ve bu nedenle açık açık İmamoğlu'na destek veriyor. Böylece CHP'yi içeriden zorluyor. İkinci şıkkı, yani masayı dağıtmayı da göze alamıyor; çünkü onun bedeli de çok ağır olabilir.
Anlayacağınız, masanın hem kilit hem de en zor durumda olan ismi Akşener... Onu bu zor durumdan kurtaracak tek isim ise herhalde yine Kılıçdaroğlu olacak. Şu tabloya bir bakın...
Son dönemde izlediği başörtüsü meselesini gündeme getirmekten, hamburgerli ABD gezisine kadar bir dizi siyasi yanlışa imza atması ciddi anlamda Akşener'i rahatlattı. Özellikle başörtüsü önerisiyle Akşener'e tarihi bir fırsat sundu. Tabii aynı zamanda masanın dağılmasının da fitilini ateşledi.
Çünkü Kılıçdaroğlu'nun bir gece yarısı başörtüsünü serbest bırakmak için önerdiği yasaya Başkan Erdoğan'ın el yükselterek Anayasa önerisiyle cevap vermesi, siyasi gündemi ters yüz ederken Akşener'in de elini güçlendirdi. Bu nedenle masadan ilk tepki veren o oldu:
"Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmuyorum. Türkiye'nin çok acil çözüm bekleyen sorunları var."
Bugünlerde yasa önerisi Meclis'in gündeminde. İyi Parti de olumlu oy vereceğini açıkladı. Şimdi gelelim pek üzerinde durulmayan, başörtüsü meselesinin Altılı Masa'ya nasıl yansıyacağına... Görünen o ki, başörtüsü meselesi, masayı zor durumda bırakacak. CHP, hem önerisinin arkasını getiremedi, hem de Altılı Masa'daki muhafazakârmilliyetçi partileri zor durumda bıraktı. Bir anlamda başörtüsünün Anayasal güvenceye bağlanması, Altılı Masa için bir test niteliğinde.
Ya CHP'nin yanında tavır alacaklar ya da AK Parti'nin önerisine destek verecekler. Her iki ihtimal de Altılı Masa'ya eksi yazacak. Büyük olasılıkla da masadaki muhafazakâr partiler Anayasa önerisine destek verecek. Bu da CHP'yi ve CHP çevresini rahatsız etti. Birçok yazar, gazeteci masadaki muhafazakâr partileri sert biçimde eleştirdi. Hatta binde bir oy alan muhafazakâr partiler mi masaya yön verecek diye bas bas bağıranlar bile oldu.
Sanıyorum asıl fırtına, Anayasa önerisi Meclis'ten geçtikten sonra yaşanacak. Masa ayakta kalır mı bilemem ama şiddetli sarsılacağı çok açık.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz