Hâlâ İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, babadan oğula devredilen BTP Genel Başkanlığı'nda oturan Hüseyin Baş'ı altılı masaya önermesinin sırrı çözülmüş değil.
Ancak bunun adaylıkla ilgili bir hamle olduğu da sır değil. Tıpkı Akşener'in "Noter değiliz" veya "kazanacak aday" çıkışı gibi... Önümüzdeki günlerde Akşener'in bu süreci nasıl yöneteceğini göreceğiz ama artık şu bir gerçek: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü ve ABD gezisi gibi fiyaskoyla sonuçlanan son hamleleri hem Akşener'in hem de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun elini güçlendirdi.
Doğrusu herkes biliyor, her ikisi de aday olma sevdasından vazgeçmiş değildi. Ancak Kılıçdaroğlu kendi lehine esen rüzgârı öylesine boşa harcadı ki, onlara altın tepside bir fırsat sundu.
Bu da zaten aylardır medya üzerinden Kılıçdaroğlu'na, "Aday olma, olma..." diye bas bas bağıran iç ve dış güç odaklarını harekete geçirdi.
Yakında onların kimi açık açık destekleyeceğini duyarsak şaşırmayalım.
Bu sürecin kodlarını doğru okumak için CHP'den çok İyi Parti'yi ve aktörlerini izlemek gerekiyor. Çünkü CHP içinde de olsa, İBB Başkanı İmamoğlu'nun İyi Parti eksenli bir siyaset izlediği çok açık. Bu yüzden de İP'lilere göre, altı masadaki aday sıralamasında ilk sırada Ekrem İmamoğlu var. Onu Akşener ve Kılıçdaroğlu izliyor. Gördüğünüz gibi İP cephesinde Kılıçdaroğlu üçüncülüğe düşmüş durumda.
İbrenin İmamoğlu'na dönmesinden İP'liler hiç rahatsız değil. Onlara göre başta ABD ve AB'deki güç odakları gibi, içeride koç gibi duran İstanbul sermayesi de işi şansa bırakmamak için İmamoğlu'ndan yana.
İP'liler, Akşener'in de Kılıçdaroğlu'nun da buna direnemeyeceğine inanıyor. Onlara göre CHP'li Özgür Özel'in açıklaması bunun ilk işareti:
"Kemal Bey ufacık bir sorun olsa talepkâr olmak yerine fedakârlığı seçer..."
Bu durumda Akşener de geri adım atamaz. Çünkü onun da benzer bir açıklaması vardı: "Ben sorun çıkaran olmayacağım." Tabii Kılıçdaroğlu olmadığı sürece...
İmamoğlu da önceki gün çıktığı televizyonda, herhalde Kılıçdaroğlu'na mesaj verir gibi işin "tam göbeğinde" olduğunu anlattı:
"Genel Başkan ile konuşuyorum. Partilerin yetkilileri ile konuşuyorum. Teknik konularda katkı sunuyorum. Farklı mekanizmalarla sürecin içerisindeyim. Ben altılı masanın en çalışkan neferiyim."
Dikkatinizi çekmiştir, bir belediye başkanından çok bir parti genel başkanı gibi konuşuyor. Bu siyasi dilin, CHP içindeki "Kemalcileri" çıldırttığına şüphe yok. Şimdi herkes merak ediyor; Kılıçdaroğlu buna nasıl cevap verecek? Yeni bir siyasi hamle mi yapacak yoksa İmamoğlu'nun elini kaldırmaya mı hazırlanacak?
***
BUĞRA KAVUNCU GÖREVDEN ALINIYOR
Bu arada altılı masayı kilitleyen Akşener, partisindeki siyasi değişiklikleri de devam ettiriyor. Daha önce Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu gibi partide ağırlığı olan "milliyetçi" isimleri sürpriz bir biçimde değiştirmiş ve kimsenin de sesi çıkmamıştı. Bugünlerde yapacağı beklenen değişiklik de ötekiler kadar sürpriz olacak gibi.
Parti kulisini karıştıran habere göre; Akşener, "veliahdı" olarak bilinen İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yu görevden alarak merkeze çekecekmiş. Yerine kimin geleceğinden çok Kavuncu'nun merkezde ne yapacağı merak ediliyor.
İstanbul il başkanlığından "merkeze" çekilmek bir veliaht için sürpriz ötesi bir şey.