CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu zor da olsa şimdilik kendi partisini hizaya getirmiş görünüyor. Bu durum, dışarıdan bakanları şaşırtsa da kolay bir süreç değil. Çünkü CHP içinde Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağına inanan ciddi bir ekip var. Sadece İBB Başkanı İmamoğlu'ndan söz etmiyorum, onunla gizli ilişki kurduğu, genel başkanlık pazarlığı yaptığı iddia edilen Özgür Özel ve arkadaşları var. Aynı durum Yavaş ve Ankara grubu için de geçerli. Hepsi, "Yanındayız" diye sıraya dizilse de arka planda "Bu iş bitmedi" havasındalar.
Oysa Kılıçdaroğlu ve yakın çevresine göre 2023 seçimlerinde, "6'lı masa kimi aday gösterse kazanacak"... Öyle bir havadalar ki, aralarında AK Parti'nin oyunun yüzde 20'lere indiğini söyleyip "servetine" iddiaya girenler bile var. Bu nedenle Kılıçdaroğlu seçimi "çantada keklik" görüyor ve bu şansı elinden almak isteyen parti içi fırsatçılara meydan okuyor.
Doğrusu adaylığı hak etmiyor da değil. Bugün "o makam" için hâlâ el altından çalışan İmamoğlu dahil adı geçenlerin hepsini siyasi aktör düzeyine çıkaran isim bizzat Kılıçdaroğlu. Buna Meral Akşener de dahil.
Ama hiçbiri Kılıçdaroğlu'nun kazanacağına inanmıyor. En başta da Akşener... Son kararın da 6'lı masada değil, ABD gezisinde alınacağı konuşuluyor. Tabii bu arada yakın zamana kadar büyükelçilerle sık görüşen İmamoğlu ve Akşener'in bu geziye nasıl baktıkları da merak ediliyor. Acaba, "Bütün o görüşmeler boşa mı gitti?"
İşin bu tarafını bir yana bırakıp Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisine dönelim. O gezide Kılıçdaroğlu'nun, sadece senatör Barnie Sanders'le görüşeceği biliniyor.
Peki, bu geziye ABD'de etkili lobi yapan FETÖ'cüler ve Türkiye karşıtı aktörler ilgisiz mi kalacak?
Mesela, 15 Temmuz gecesi Büyükada'da olduğu için aranan ve Osman Kavala ile özel ilişkisi olan CIA ajanı Henri Barkey ve meşhur Graham Fuller'le de görüşme olacak mı?
İşin daha ilginci, bu gezi günlerinde FETÖ'cü Mustafa Özcan ile Mustafa Yeşil'in de İngiltere'den ABD'ye gideceğinin FETÖ'cüler arasında konuşulması.
Konuşuyorlar, çünkü hepsi gergin ve umutsuz. Onlar da Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanamayacağı inancındalar. Bu yüzden de FETÖ'cülerin ve doğal olarak ABD'li yetkililerin Kılıçdaroğlu'nu "sıkıştıracakları" söyleniyor.
Artık "Aday olma mı?" diyecekler yoksa "ikna mı olacaklar?" belli değil.
Anlayacağınız, Kılıçdaroğlu'nu rahat bir ABD gezisi beklemiyor. Bilinen FETÖ'cüler görünür biçimde ortaya çıkamasalar da FETÖ maskeli ABD'li aktörlerin Kılıçdaroğlu'nu bu açıdan zorlayacakları çok açık. Çünkü onların kafasında hâlâ İmamoğlu ve ikinci isim olarak da Yavaş var.
Bu gezide Kılıçdaroğlu ile görüşmek isteyenlerden biri de, geçmişte çok sıkı fıkı olduğu, MİT TIR'ları görüntülerini verdiği söylenen FETÖ'cü Ekrem Dumanlı...
Dumanlı da umutsuzluğunu saklamayanlardan.
Çıktığı bir programda, sunucunun sorduğu "Hâlâ Erdoğan'ın alternatifi yok mu?" sorusuna şu cevabı veriyor:
"Üzülerek söylüyorum Erdoğan bir yönüyle haklı. Öyle 'ha... ha...' diyerek geçiştirilecek bir konu değil. Tekrar ediyorum, seçimi yine kazanabilirler. Niye kazanabilirler? Muhalefet yeni bir şey söylemiyor."
Sonra Kılıçdaroğlu'na övgüler düzse de asıl Yavaş'ı işaret ediyor. Hatta "Yavaş artık MHP'li değil CHP'li oldu" diyerek HDP'ye kızıyor ve "Kabul edin" diyor.
Kılıçdaroğlu, ABD'ye 6'lı masayı da ikna ederek mi gider bilemem ama bu koşullarda ABD'lileri, "Ben kazanırım" diye ikna etmezse işi zor. Ederse, dönüşü muhteşem olacak, tersi durumda da şu sürpriz beni şaşırtmaz: "Ülkem için bu koltuktan vazgeçtim, gel ... ..."