Eskiden seçimlere yaklaşıldıkça daha çok gayri nizami harp yöntemleri devreye girer, şiddet ve kaos ortamı oluşturulurdu. Son yıllarda bu kaba yöntem biraz değişti. Yine bu yöntemin bir devamı olarak bu kez algı operasyonları devreye girdi. ABD Başkanı Biden tam da bunu söyledi.
Burada da en önemli araçlar, ekonomi, anketler ve medya... En son 2018 genel ve 2019 yerel seçimlerini hatırlayın.
Seçim öncesi günlerce "soğan-patates" meselesi medyanın gündeminden inmedi. Araya o güne kadar adı sanı duyulmayan onlarca araştırma şirketi ve medya da girince, "Seçimlere yönelik manipülasyon yapılıyor" iddiası daha çok konuşulur oldu.
Öyle bir noktaya gelindi ki, anketlere diğer siyasi aktörlerden daha çok önem veren Başkan Erdoğan bile isyan etti:
"Bu tür anketlerde manipülasyonlardan ciddi manada bıktık."
Aslında kamuoyu araştırma şirketlerinin verileri her zaman tartışmalıydı. Ancak son yıllarda bir yaptırım da olmadığı için ipin ucu bir hayli kaçmış durumda. Bunu en açık biçimde Hakan Bayrakçı dile getirmişti: "Erdoğan'ın kazanacağını biliyordum ama camia beni çarmıha gerer diye söyleyemedim."
Şimdi durum daha da vahim... Hem araştırma şirketleri hem de fondaş medya aylardır muhalefetin erken seçim çağrılarına altyapı oluşturmak için ellerinden geleni yapıyor. AK Parti'yi yüzde 30'un altında, MHP'yi de yüzde 6'larda gösteren ve kim oldukları bilinmeyen onlarca araştırma şirketi var. İşin garip tarafı bu kervana, zaman zaman çok güvenilir olduğu bilinen Konda gibi şirketler de katılıyor. Konda'nın özellikle Eylül 2021'de yaptığı ve İyi Parti'yi yüzde 19.3 gösteren araştırması bu açıdan dikkat çekici.
İç ve dış medya da bu fırsatı kaçırmıyor.
Mesela Almanya'nın Türkiye operasyonları merkezi Deutsche Welle Türkçe'nin (DW) 19 Ekim 2021 tarihli, "Anket şirketleri ne kadar güvenli" haberi, baştan sona AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın oy kaybetmesi üzerine kurulu. Bütün veriler buna işaret ediyor ve başta Konda olmak üzere Metropoll ve MAK Danışmanlık şirketlerinin verileri kullanılıyor.
Okuduğunuzda aklınızda tek şey kalıyor; Cumhur İttifakı kaybediyor, Millet İttifakı kazanıyor. Oysa GENAR, Optimar, Megapoll hatta CHP'ye yakınlığıyla bilinen Konsensus gibi birçok güvenilir şirketin verileri bunu doğrulamıyor. AK Parti en az yüzde 35, MHP ise yüzde 9-11 bandında... Üstelik ekonomik krize, hayat pahalılığına rağmen...
En son yapılan 2018 genel ve 2019 yerel seçimlerinde isabetli sonuçlarıyla bilinen Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir, bu durumu şöyle yorumluyor:
"Öncelikle şunu söylemeliyim, geçtiğimiz 2018 seçimlerinde de İyi Parti'yi yüzde 17 ile yüzde 22 gösterenler vardı. Bu isimler hâlâ ekranlarda ve bir kez olsun kamuoyundan özür dilemiş değiller. O seçimlerde İyi Parti yüzde 9.8 oy aldı. Araştırmalarda kabul edilebilir hata payı artı eksi 2'dir. On puan, on iki puan yanılma olmaz. Manipülasyon budur işte. Bugün de bazı isimler İP ve CHP için manipülasyon yapmaya devam ediyor."
Bir akademisyen dostum, İyi Parti'nin yüksek gösterilmesinin bir hata veya basit bir "kıyak" olmadığına dikkat çekerek şöyle diyor: "Konda'nın anketlerde İyi Parti'yi yüzde 19'larda göstermesi İyi Parti'nin siyaset, akademi ve iş dünyası nezdinde algısal ve kurgusal güçlenmesini hedefliyor."
Bütün bu manipülasyonların hedefi de çok net: Güçlü İyi Parti, zayıf CHP ve kullanışlı HDP...
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz