Muhalefet partileri ister "128 milyar doları" göklere çıkarsın, isterse "Emekli amiraller muhtırası"nı görmezden gelsin, iş sonunda gelip şuraya dayanıyor: Bu partiler tek başına veya birlikte iktidar olma umudu verebiliyor mu?
Sözün özü şu: Muhalefet bu umudu, İYİ Parti'nin PKK'nın yanına konumlandırdığı ve çok eleştirilen HDP ile verebilecek mi?
Bu soruya ne yazık ki açık ve net cevap verilemiyor, verilemeyecek de. Çünkü bir yanda "laik-milliyetçi" İYİ Parti, öte yanda "PKK'nın yanına konumlandırdığı" HDP var. Bu ilişkinin daha fazla taşınamayacağı ve tartışmalara yol açacağı çok açık.
Öyle de oldu, ilk tepkiyi "üçüncü ittifak" önerisiyle Selahattin Demirtaş verdi. Demirtaş direkt İYİ Parti'yi kastederek şöyle diyordu:
"Eğer muhalefetteki milliyetçi odaklar demokrasi ittifakına ısrarla engel olmaya devam edeceklerse bu durumda HDP'nin öncülüğünde üçüncü bir ittifak, 'demokrasi ittifakı' olarak ilan edilebilir."
Bu Millet İttifakı'na açık tehditti. Kılıçdaroğlu bu öneriyi duymazdan geldi. Meral Akşener ise "Tuzağa düşmeyeceğiz" minvalinde bir açıklama yaptı. Oysa İYİ Partililer mesajın ne anlama geldiğinin farkındaydılar:
"Eğer CHP, Millet İttifakı'nı genişletmek amaçlı HDP'ye bir yakınlık gösterirse, İYİ Parti yoluna yalnız devam eder."
Peki, Demirtaş'ın bu çıkışı sadece, "Bizi kabul edin, yoksa gideriz" tehdidi miydi yoksa yeni bir pozisyon arayışının altyapısını oluşturmak mıydı?
ÖCALANCILAR, DEMİRTAŞÇILAR
HDP kulislerinden gelen bilgiler, Millet İttifakı açısından tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor. Çünkü orada şimdi Öcalan'ın İstanbul seçimlerinde de HDP'ye önerdiği "üçüncü yol" siyaseti tartışılıyor. Bunun anlamı da şu: Hiçbir ittifakta yer almayın... Siyaset kulislerinde Öcalan'ın karizmasını çizdiren Demirtaş'ın, şimdi bu öneriyi yeniden gündeme taşıyarak hatasını telafi etmeye çalıştığı söyleniyor. Buna göre, HDP sol birkaç partiyle birlikte kendi adayıyla seçimlere katılacak, Millet veya Cumhur İttifakı'na destek vermeyecek.
HDP içinde eşbaşkanların, "Üçüncü ittifak diye bir meselemiz yok" demeleri bile tartışmaları bitirmedi, tam aksine Demirtaşçıları, sol partilileri ve HDP içindeki Öcalancıları farkı nedenlerle de olsa harekete geçirdi. Onlara göre, "üçüncü yol" denenmeli.
Sonuç ne olur bilinmez, ama bu tartışmayı kim kazanırsa kazansın, kaybeden Millet İttifakı olacak. Çünkü ya İYİ Parti ya da HDP bu ittifakın içinde olamayacak. Bu da kimi aday yaparlarsa yapsınlar bu partilerden biri olmadan kazanmaları mümkün değil.
***
AY YILDIZIN ÇOCUKLARI
Meclis'in ve Atatürk'ün çocuklara hediye ettiği dünyanın ilk ve tek çocuk bayramı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 101'inci yılı, pandemi gölgesine rağmen sınırlı ve dijital ortamda da olsa coşkuyla kutlandı.
Bu dönemde ilk kez farklı etkinliklere de tanık olduk. O etkinliklerden birine, belki de o bayramın ruhuna en uygun olanına Cengiz Holding imza attı. Cengiz Holding, dünya çapındaki başarılarıyla Türk ve dünya çocuklarına bilim, sanat, teknoloji, müzik ve spor gibi alanlarda ilham veren çocukları "Ay Yıldızın Çocukları" projesinde buluşturdu.
Matematikten satranca, yüzmeden müziğe Türkiye'ye dünya birincilikleri kazandırarak büyük başarı hikâyeleri yazan bu minikler artık yalnız değiller. Arkalarında onlara destek olan, bütün eğitim masraflarını karşılayan bir güç var.
Türkiye'nin küresel çağa, genç kuşakların da küresel rekabete hazırlanması için umut veren bir çaba... Emeği geçenleri kutluyorum.