Şiddet ve terörle siyasi sonuç almak isteyen PKK'ya karşı güvenlik güçlerinin verdiği mücadelede önemli bir noktaya gelindi. Artık bu mücadelede sıra, şiddet üreten bu yapının siyasi uzantılarının, gizli kapaklı ittifaklarının, finans ve moral kaynaklarının deşifre edilmesinde...
İşte Türkiye şu anda tam da bu noktada... Önceki gün işin bu yanını ayrıntılı biçimde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile aHaber'de konuştuk. Bakan Soylu, terörün siyasi uzantılarından ekonomik boyutuna birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Herkesin merakla beklediği Gara Operasyonu'yla gündeme gelen HDP'li milletvekilinin ismini de o programda açıkladı
"Eski HDP Siirt Milletvekili'ni arayarak PKK'ya katılan bir kadın teröriste Gara'dan Mahmur'a gidileceği söyleniyor. Sivil kıyafetli olan ve birkaç zamandır da Gara'da kaldığını gördüğü birisiyle beraber arabaya biniyorlar. İşte ne kadar kaldığını söyledikten sonra yanındaki 'Bunu tanıdın mı?' diyor. 'Hayır, tanımadım' diyor. 'Bu Dilan Dirayet Taşdemir' diyor. HDP Ağrı Milletvekili. Gara'ya geliyor. Gara'da kaldıktan sonra Mahmur'a geçiyor."
Kandil'e giden başka milletvekilleri
Aslında sadece Taşdemir değil, Gara'ya, Süleymaniye'ye veya Erbil'e gidip de PKK sorumlularıyla görüşmeyen HDP'li yok gibi. Ayrıca görüşmek zorundalar da... Çünkü HDP, kendi başına bağımsız siyaset üreten bir parti değil, PKK'nın kurdurduğu, yönlendirdiği bir siyasi aparat. İradesi de oraya bağlı. Bu ilişkiyi Bakan Soylu şöyle açıklıyor:
"Tarihini de biliyoruz, orada yaptığımız birtakım işler var, onları da devam ettiriyoruz. 2019 sonrası. Ben orada 'Gara'yı siz iyi bilirsiniz' dediğimde aslında orada bildiğimiz farklı başka milletvekilleri de var. Oralara giden, oralarla iş tutan, karşıya geçen, mesaj alan, mesaj götüren, mesaj veren, politika belirleyen, politika taşıyan var."
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
CHP ve İYİ Parti ne yapacak?
Terörle mücadelede 15 Temmuz sonrası paradigma değiştiren ve terörü sınırları dışında karşılayan Türkiye, siyasi alanda da yakın tarihimizde denenmeyen yeni bir yol arayışında. Bir yanda HDP'nin kapatılması tartışılıyor, diğer yanda siyaseten yalnızlaştırma. Önceliğin tıpkı İspanya'da olduğu gibi ikinci seçenekte olduğu anlaşılıyor. İspanya'da Bask milliyetçi partileri dahil bütün siyasi partiler, ETA terörü karşısında ortak tavır almıştı. Ama ne yazık ki Türkiye'de CHP ve ittifak ortağı İYİ Parti henüz bu noktada değil. Gara Operasyonu özellikle CHP içinde tıpkı milli meselelerde olduğu gibi derin bir tartışmaya yol açtı. Bu yüzden de yolun sonuna geldi ve artık HDP taşınamaz durumda. HDP Ağrı Milletvekili Dilan Taşdemir'in Gara'ya gidişinin ortaya çıkması nedeniyle hakkında savcılık soruşturması açılması ve 9 HDP milletvekilinin fezlekelerinin Meclis gündemine gelmesi, "yalnızlaştırma" siyasetinin işareti olarak görülüyor. Bu CHP ve İYİ Parti'yi de zorlayacak.
Peki bu durum HDP içinde nasıl karşılanıyor?
İşin ilginç tarafı bu durumun hem HDP içinde hem de HDP'ye oy veren sosyolojide bir karşılığı var. Orada uzun süredir, çözüm sürecini bitiren, şiddet ve teröre ağırlık veren Kandil siyaseti, yüksek sesle olmasa da tartışılıyor. Ayhan Bilgen ve Altan Tan'ın çıkışında olduğu gibi küçümsenmeyecek bir siyasi damar var ama henüz kimse çıkıp açıkça konuşamıyor.
HDP'li bir yönetici şöyle diyor:
"Süreci sessizce izliyoruz. Eğer 9-10 milletvekilinin milletvekilliği düşürülürse parti içinde üstü kapatılan tartışmalar da açığa çıkar. Partide hem marjinal soldan, hem de şiddetin derinleşmesinden rahatsız olanlar konuşmaya başlar. Bu yeni bir fırsat olabilir."