Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İstiklal Madalyası

CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun İstiklal Madalyalı Mevlüt Dedesiyle ilgili ilk bilgileri Cumhuriyet gazetesinde kendi imzasıyla çıkan uzun yazıdan öğrendim. Osmanlı'nın son döneminden, Kurtuluş Savaşı'na, Atatürk'ten Haramidere- Beylikdüzü üzerinden şekillenen yeni İstanbul'a uzanan sürükleyici bir hikâye... Bir siyasi aktör için bundan daha iyisi olamaz. Her satırında, tarih var, mücadele var ve bugünle bağ kuran mesaj var. İmamoğlu rol model aldığı Mevlüt Dedesi'ni şu satırlarla anlatıyor:
"Kader mi, tesadüf mü diye kafamı karıştıran çok sayıda hikâyenin de sahibidir Mevlüt dedem. Onun mücadelesini biraz, Cumhuriyet'in hikâyesine benzetirim. En zorlu bir anda hayata tutunmak ve sonra yeni ve güçlü bir hayat inşa etmek..." Kuşkusuz böyle somut bir geçmiş yazılmalı.
Ancak doğru olmak koşuluyla... Önceki gün dile getirdim; Genelkurmay Başkanlığı kayıtlarında bilinen soyadı ile Mevlüt Müdafa isminde istiklal madalyası sahibi bir gazi yok. Cumhuriyet döneminde gazilere ödenen "tütün hakkı" kayıtlarında da böyle bir isme rastlanmıyor. Bu durum doğal olarak kuşku yaratıyor ve hassas bir konunun kullanılması mide bulandırıyor. Siyasetin yeni aktörü, Ekrem İmamoğlu bu kuşkuları ortadan kaldıracak bir açıklama yapmalı. Tabi sadece o değil, İstiklal Madalyası kayıtlarının olması gereken Milli Savunma Bakanlığı da böyle gazi var mı yok mu açıklamalı.
Gerçek neyse ortaya çıksın.

***

Türkiye'nin dünya markası THY

Türkiye'nin son 20 yıllık değişim hikâyesinin en anlamlı simgesi Türk Hava Yolları'dır. THY, bir devlet kurumundan bir dünya markasının nasıl çıkacağının en çarpıcı örneğidir. Dünya çapında rekabetin en sert yaşandığı bir sektörde THY, olağanüstü bir çabayla kendini yenileyerek, yurt içinde halkın yolu, yurt dışında da kalitenin adresi olmayı başardı. Yönetim değişse de bu ilke hiç değişmedi.
Şimdi bu başarı küresel dünyanın ilgi odağı olan Yeni İstanbul Havaalanı'yla bambaşka bir faza geçiyor. Ancak bu başarıyı içlerine sindiremeyenler de var.
Onlar yıllardır içeriden ve dışarıdan inanılmaz negatif bir kampanya yürütüyor. Kimi zaman anlamsız "deve" haberleriyle, kimi zaman Gezi kalkışmasında olduğu gibi "yeni havaalanı istemiyoruz" diyerek THY'i yıpratmak istiyorlar. İşi "taşınamazlar"a, "rüzgâr nedeniyle uçaklar havaalanına inemiyor" iftiralarına kadar vardırdılar.
Buralardan da sonuç alamayanlar şimdi rotayı THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı ve ekibine çevirdi. THY'nin yükselişini devam ettiren bu ekibe karşı bir süredir akla hayale gelmeyen magazin haberleriyle algı oluşturulmaya çalışılıyor. Hatta eski haberler yeniden pişirilip piyasaya sunuluyor. Kulislerde ise bütün bunların arka planında 28 Haziran'da yapılacak THY Genel Kurul hesapları olduğu söyleniyor. O hesaplarla, maması kesilenlerin hesabı buluşunca ortalığı kurumu yıpratan kirli haberler kaplıyor. Yazık, başta medya olmak üzere hiç kimse Türkiye'nin en önemli dünya markasını ucuz hesaplarına alet etmemeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA