İstanbul Kalamış Marina'da önceki akşam saat 19.45'te bir hareketlilik dikkatlerden kaçmadı.
Siyah bir minibüs arkasında 4 koruma aracı, marinanın otopark tarafındaki "özel" kapısına yanaştı. Onları iki trafik polis ekibi ve üzerinde Maltepe Belediyesi yazan bir de ambulans izliyordu.
Korumalar ve o ekip dışarıda kalırken, minibüsten inen kişiler hızlı adımlarla bir yata geçti. Mesafe uzakda olsa aralarında kamuoyunun çok yakından tanıdığı biri gözlerden kaçmadı;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.
O gün Ankara'da yoğun bir gün geçirmiş, Mansur Yavaş'ı ziyaret etmiş, ardından akşam 18.30 uçağıyla Sabiha Gökçen Havaalanı'na gelmişti. Oradan da hızla Kalamış Marina'ya geçti.
Kılıçdaroğlu yata biner binmez de yat hareket etti ve denize açıldı. Yaklaşık bir saat sonra da, Kartal iskelesine yanaştı. Önceden çağrılan korumalar da orada hazır bekliyordu.
Yine hızlı bir biçimde oradan ayrıldı. Sabiha Gökçen Havaalanı'na gidip 22.30 uçağıyla Ankara'ya döndü.
Baş döndüren müthiş bir hız ve hareketlilik...
Peki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu bir saatliğine İstanbul'a getiren ve hızla geri döndüren neydi?
Polisin bile dikkatini çekmeyen bu trafiğin bir nedeni olmalı. Bir genel başkan öylesine bir görüşme için bir saatliğine İstanbul'a gelip döner mi? Herhalde gecenin karanlığında deniz havası almak için gelmiş olamaz. Üstelik güvenlik sorununun olduğu bir zaman diliminde korumalar atlatıldığı gibi deniz polisine de haber verilmemiş.
Durum her açıdan dikkat çekici ve ilginç...
İster istemez çok sayıda sorunun cevabı merak ediliyor. Ama en önemlisi o yatta kim ve kimlerle görüştü? İşin doğrusu İstanbul seçimlerinin yenilenip yenilenmemesinin tartışıldığı, YSK kararının beklendiği bir zamanda Kılıçdaroğlu'nun sır dolu bu ziyareti çok manidar.
Özel mi siyasi mi fark etmiyor, her ihtimalde bu gezi kafalarda soru işareti yaratıyor.
Her halde CHP yönetimi kamuoyuna bir açıklama yapar.
***
Beşiktaş Kulübü'nden açıklama ve sorular
Önceki gün gündeme getirdiğim Ekrem İmamoğlu'nun loca tartışması sürüyor.
Bu konuda locanın sahibi Atalay Demirbaş, locasına izinsiz el konulduğunu ileri sürmüş ve Beşiktaş Yönetimi'ne ihtarname göndermişti.
İddiaya cevap Beşiktaş Yöneticisi Şafak Mahmutyazıcıoğlu'dan geldi.
Mahmutyazıcıoğlu önceki akşam yaptığı açıklamada şöyle diyordu: "Söz konusu şirketin bir başka şirket tarafından locasına haciz geldi. Biz de kulüp olarak bu durum karşısında sözleşmeyi fesh ettik." Ardından da locanın kendisine ait olduğunu söylüyor ve ekliyordu:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu çok eskiden tanıdığım bir kişidir. Maçı izlemek için stada gelmek istediğini söyleyince o locanın üst katta olması sebebiyle güvenlik olarak da daha uygun olduğunu düşünerek kendim davet ettim.
Bunda bir mahzur da görmüyorum. Kim olursa olsun misafirin başımız üstünde yeri vardır. Bununla ilgili Beşiktaş Kulübü'nü ilgilendiren bir durum söz konusu değildir" Açıklama böyle ama şu soruların da cevabı merak ediliyor. Locanın kullanım hakkı şu anda kimde? Locaya haciz gelmesi o hakkı ortadan kaldırıyor mu? Eğer locayı hacizden aldıysanız dekontu veya belgesi var mı?