Son yıllarda Türkiye'ye yönelik algı operasyonlarına sinsi biçimde bir yenisi daha katıldı; Türkiye terk ediliyor. Bu aslında 2013'ten sonra içeriden ve dışarıdan Türkiye'ye yöneltilen terör dahil çok yönlü kuşatmanın bir parçası olarak hep devredeydi ve ne zaman terör ve darbe dahil yapılan saldırılar hükümeti düşüremediyse o propaganda hemen kullanıma sokuluyordu; "Bu iş olmuyor, bu ülkede artık yaşanmaz"
Kimi İstanbul'dan İzmir'e kaçışı imrenerek anlatıyor kimi de Avrupa başkentlerinde alınan evlerden övgüyle söz ediyordu.
Bu sinsi operasyon, muhalefet cephesinde ve medyanın bir kısmında da karşılık buluyor hatta içten içe sevinçle karşılanıyordu. Çünkü akılları sıra iktidara karşı kullanılacak güçlü bir argümandı bu... Oysa çok etkili olduğunu sanmıyorum ama bu durum, iktidardan çok muhalefetin çaresizliğiyle ilgili bir durumdu. Bunun üzerinden siyaset yapmak da o çaresizliğin göstergesiydi.
Olayla ilgili aynı günlerde Sabah'ta Dilek Güngör'ün "MaltaSA" haberi, New York Times'ın ise "Türkiye'den kaçanlar" haberi sözünü ettiğim algı operasyonunun bir parça da olsa etkili olduğunu gösteriyor. MaltaSA haberinin muhatapları, Türkiye'nin sanayici ve bankacı ailesi neden Malta vatandaşlığı alır doğrusu akıl alır gibi değil. Herhalde bir açıklamaları olacak. Ama Amerika'nın New York Times gazetesinin niyeti belli; Türkiye karşıtlığını sürdürmek. Bunun için eğer doğruysa ülkesini terk eden "12 bin dolar milyoneri" iyi bir malzeme...
Gazetenin birkaç tespitinin altını çizmek gerekiyor.
Gazete Türkiye'den kaçışı iki iddiaya dayandırıyor: "Kayırmacılık ve otoriterleşme..." Bu da inanılır gibi değil, 12 Eylül faşist darbesi karşısında susan, 90'lardaki faili meçhul cinayetleri görmezlikten gelen, FETÖ'nün 15 Temmuz darbesini alkışlayan milyarderler, o kadar "dürüstler" ki "kayırmacılık"tan ve o kadar demokratlar ki "otoriterleşme"den rahatsızlar.
Gazete bu tespiti yaptıktan sonra onları "sürü" ilan etmeyi de ihmal etmiyor ve şöyle diyor: "Erdoğan'ın vizyonuna hararetle karşı çıkan Türkler, yeteneklerini ve varlıklarını da alarak, sürüler halinde ülkeyi terk ediyor"
Bu ayıp onlara yetmez ama işin en garip tarafı bu "sürüler" ve onlara destek verenler, "otoriterleşme"ye karşı çıkmayı hak görüp kaçarken, iç savaş gibi çok daha kanlı bir süreç nedeniyle ülkesini terk eden Suriyelileri "hain" ilan etmeleri...
Sahi küresel cellatların, eli kanlı diktatörün ve terör örgütlerinin yakıp yıktığı Suriye'den kaçanlar mı hain yoksa bu ülkede elde edilen serveti yabancı ülkelere kaçırıp keyif sürenler mi?
Tabi Suriyeliler veya savaştan kaçan mülteciler ne onların ne de New York Times'ın umurunda. Özellikle Times bir algı operasyonu yürüttüğü için umursamaması doğal. Onun işi bu, görevini yapıyor. Ve öylesine ustaca yapıyor ki, AfrAsia Bankası tarafından hazırlanan Küresel Varlık Göçü İncelemesi raporundan aldığı şu cümleyi deyim yerindeyse bir tehdit olarak haberin içine yerleştiriyor:
"Eğer tarihte, ülkelerin yaşadığı önemli yıkımlara bakılırsa, bu yıkımların öncesinde varlıklı insanların o ülkeden göç ettiği görülür"
Murat Ülker'in cevabı
Times'ın haberinde Türkiye'nin önemli firmalarından Ülker grubu ve patronu Murat Ülker'in de adı geçiyor. Birkaç kez kendisiyle de görüştüğümde bu tür söylentileri reddeden Ülker'in bu habere nasıl tepki vereceğini doğrusu merak edip, danışmanlarından birini aradım. İngilizce ve Türkçe bir cevap hazırladıklarını söyledi. Cevabın özeti şu; "Haber doğru değil. Yıldız Holding, 60 bin çalışanının 45 bini Türkiye'den olan yüzde yüz Türk aile şirketidir. Türkiye'den çıkma çabası da en hafif tabirle art niyetli siyasi yorumdur."