Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan dün "Dünya Romanlar Günü" nedeniyle Türkiye'nin dört bir yanından ve dünyanın birçok merkezinden gelen Romanlarla buluştu.
Romanlar tıpkı Türkiye'nin ötekileştirilmiş toplumsal kesimleri gibi son 20 yılda görünür ve kabul edilir oldu. Aslında Romanlar daha doğrusu ötekileştirilen güzel adlarıyla Çingeneler, sadece Türkiye'de değil Fransa gibi hâlâ dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde bile itilen, kakılan bir halk... Onların Türkiye'de görünür olmalarında kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok büyük katkısı var. Bir kere çocukluğu ve gençliği İstanbul Kasımpaşa'da geçtiği için onların içinden gelen biri... Onlara ilişkin yasal düzenlemelerden siyaset arenasına çıkmalarına, Roman Çalıştayları'ndan meslek sahibi olmalarına kadar bir dizi demokratik açılımda katkısı var.
Bu yüzden Külliye'deki salona girdiğimizde 3 bine yakın Roman hep bir ağızdan aynı sloganı atıyordu: "En büyük Roman, Recep Tayyip Erdoğan..." Cumhurbaşkanı Erdoğan da onlara, onlardan biri olarak cevap veriyordu: "Oradan sadece doktor, öğretmen çıkmıyor, aynı zamanda cumhurbaşkanı çıkıyor.
Bakmayın siz Almanlar'ın o Nazi uygulamasıyla Romanlara yaptıklarına, bakmayın 3-5 sene önce Fransızların Romanları Fransa'dan yurtdışı ettiklerine. Bunlar 'medeniyiz' diye geçinirler ama medeniyetten nasipleri yoktur." AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık ve ekibi tarafından hazırlanan etkinlik birkaç açıdan ilklere de sahne oldu. Etkinliğin Kuran tilavetiyle açılması ve adını ilk kez duyduğumuz Çanakkale Lapseki'den gelen Roman İlahi Grubu'nun, ilahi okumaları salondan büyük alkış aldı ve dikkatle izlendi.
Romanların tarihine kısa bir yolculuk yapan sinevizyon gösterisi de hayli etkileyiciydi ve duygusal anların yaşanmasına yol açtı. İçten konuşmalarıyla bilinen Romanlar, kürsüde de sahici ve samimiydiler: "Burada olmak bizim için bir rüyaydı. Ölsek de artık gam yemeyiz.
Sizi ve yengemizi seviyoruz. Romanları da seviyorum, Allah için kendimi de seviyorum..." Romanlar Konfederasyonu Başkanı Ahmet Çokyaşar ise Romanların, sadece müzik çalan, göbek atan, zıplayan insanlar olmadığını, hayatın her alanında yer alan, her meslekte olan bir toplum olduğunu söylüyor ve sözü teröre getiriyordu: "Sayın Cumhurbaşkanım 'Romanlardan vatan haini ve terörist çıkmaz' dediniz. Bizden FETÖ'cü de çıkmaz.
Romanlar bu memleketin emniyet supabıdır, vallahi de billahi de..." Dünya Romanlar Günü olur da Kibariye olmaz mı? Romanların gurur kaynağı Kibariye, sahnede ilahi söylüyor ve samimi konuşmalarıyla salondan büyük alkış alıyordu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Dünya Romanlar Günü'nde, Romanlarla ister istemez birkaç gün önce CHP'nin yaptığı etkinliği de konuştuk. Konuştuk çünkü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu kez de Romanları Suriyelilere karşı kışkırtan bir konuşma yapmıştı. O konuşmada şöyle diyordu:
"Suriyeliler'e baktığın kadar bana bakmıyorsun.
Onlara verdiğin para kadar bana vermiyorsun. Onlar birinci sınıf vatandaş, siz hâlâ 3. sınıf vatandaşsınız.
Durmayacaksınız, isyan edeceksiniz..." "Sol" olduğunu söyleyen bir parti başkanı ötekileştirilmiş bir halka seslenirken, bir başka halkı yani Suriyelileri bir kez daha ötekileştiriyor hatta Romanları onlara karşı kışkırtıyordu.
Buna en sert tepkiyi de yine Romanlar verdi:
"Bakın bizim sloganımız her şeyi anlatıyor:
Binbir renk tek millet. Kemal Bey, bırakın Suriyelileri, bizi de Türkiye'yi de anlamadı. Anlasaydı onca seçimi kaybeder miydi?"