CHP-FETÖ ilişkisinin, 17-25 Aralık darbesinden sonra veya biraz öncesinde başladığı gibi bir algı doğru değil. Bu kirli ilişki büyük olasılıkla CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik kirli operasyona kadar uzanıyor. O dönem CHP'nin devam eden Ergenekon dava süreçlerine karşı durması bu ilişkinin kurulmadığı anlamına gelmiyor.
CHP'lilerin Abant Toplantıları ve yurtdışı okullarına ilgisi, 2012'de açık hale gelmişti.
O yıl CHP'li Adnan Keskin'le de İsveç'teki geziye katılmış ve o geziyle ilgili 8 Mayıs 2012'de şu notu düşmüştüm:
"Türk okulları gezisinde bir CHP'linin olması ister istemez basının ilgisini çekti.
Bir süre önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Bosna gezisinde ilk kez Türk okullarını ziyaret etmesiyle bu gezinin üst üste gelmesi 'Acaba CHP cemaate yeşil ışık mı yakıyor?' sorusuna yol açtı... CHP'nin deneyimli ismi Adnan Keskin medyanın meraklı sorularını geçiştirmek için bazen havaya baktı bazen de 'Bu bireysel bir gezi' deyip işin içinden çıkmaya çalıştı." Bundan sonrası malum... 17 Aralık öncesi Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisiyle bu ilişki daha da derinleşti ve FETÖ ile kirli bir ittifak kuruldu. Bunun ipuçlarını Kılıçdaroğlu, FETÖ'cü Faruk Tapan ve Emre Çelik'le görüştükten sonra şu sözlerle veriyordu: "Öyle veya böyle bir şeyler olsa, biz siyaseten gereğini yaparız." Şu sıralarda medyada CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz'ın 2014'te Kuzey Irak'taki FETÖ'cülerle bir araya geldiği bir fotoğraf tartışılıyor. O günlerde devlet görevlisi olan Yılmaz'ın, FETÖ'cülerin 30'a yakın okulunun bulunduğu Kuzey Irak'ta onlarla buluşması nereden bakarsanız bakın ilginç ve üzerinde durulması gerekiyor. Güneş gazetesinin haberine göre Yılmaz, rehin alınmadan sadece 7 gün önce ABD'nin Kuzey Irak'taki askeri üs alanı içinde bulunan FETÖ'nun Işık Üniversitesi'ne gitmiş ve FETÖ'nün Kuzey Irak imamı Talip Büyük, örgütün eğitim imamı Cemal Bulut ve medya imamı Doğan Ertuğrul'la buluşmuştu.
CHP'li Yılmaz'ın öncelikle bu görüşmeye ilişkin bir açıklama yapması gerekiyor.
Acaba doğru mu ve neden onlarla bir araya geldi? Devlet memuru Yılmaz, bu görüşmeyi kim adına ve neden yaptı? Bu soruya sadece CHP değil, Dışişleri Bakanlığı da cevap vermeli. Konsolosluk görevi yapan biri, neden devletin Paralel Devlet Yapılanması ve terör örgütü olarak nitelediği örgüt üyeleriyle görüşür? Devletin bundan haberi yok mu? Varsa neden gereği yapılmadı?