FETÖ'nün devletin kılcal damarlarına akıllı ve sessiz sedasız girişiyle son dönemde devleti çökertmek için yürüttüğü kirli savaş arasında şaşırtıcı bir çelişki var. Aynı çelişkiyi üstlendiği "eğitim ve hizmet" rolüyle binlerce insanı mahveden "kumpas ve şiddeti" hiç çekinmeden kullanmasıyla da görüyoruz.
Yani "altın nesil"i bir anda "katile" dönüştürebilen bir kirli yapı bu...
Bu yapıyla ilişkili kişiler de farklı değil.
Bunlara göre, siyasi veya ideolojik rakip yok "düşman" vardır. Enver Altaylı, belki de özel aile geçmişi nedeniyle bu tavrı çok yansıtan bir kişi.
FETÖ elebaşına kendini anlatırken, Fuat Doğu ve Nur Risalelerine övgüler dizdikten sonra hemen söze giriyor:
"Paşa (Fuat Doğu) MAH döneminde ve MİT döneminde devlet içindeki Rus yanlısı yapılanmanın tasfiyesi konusunda ciddi işler yapmıştır. 12 Mart 1971 darbe teşebbüsü, ordudaki Moskova yanlısı sosyalist subayların, bazı TKP'liler ve sosyalist aydınlarla birlikte hazırladığı bir darbe girişimi idi. Cemal Madanoğlu bunların en etkililerindendi."
O döneme ilişkin FETÖ elebaşı Gülen de farklı düşünen biri değil ama Altaylı onunla ortak geçmişini ısrarla hatırlatıyor: "Hedef Türkiye'yi Doğu Avrupa Sosyalist Halk Cumhuriyetleri benzeri bir Sovyet peyki haline getirmekti. Teşebbüs, Fuat Doğu ve Org. Memduh Tağmaç tarafından akamete uğratıldı."
Altaylı, Fuat Doğu'yu görevden aldığını söylediği dönemin başbakanı Sadi Koçaş için de şunları yazıyor: "Bugün biz Koçaş'ın Moskova ile özel irtibatları olduğunu biliyoruz." Altaylı, bugün Gülen'in koruyucu meleği olan ve 12 Mart muhtırasının arkasında olduğu bilinen ABD'den hiç söz etmiyor. FETÖ'cülerin özellikle Ergenekon döneminde bilinçli kullandığı itibarsızlaştırma, yani herkesi Ergenekoncu veya İrancı yapma yöntemi gibi önüne geleni Rusçu olmakla suçluyor.
Altaylı, Rusya'nın bir istihbarat devleti olduğunu, batılı istihbarat örgütlerine sızdığını uzun uzun anlatırken sözü MİT'e getiriyor ve şöyle diyor: "1965'ten bu yana bizde yakalanan Rus servis ajanı yoktur. Gerçekten yok mudur?
Yoksa sızma öyle güçlüdür ki yakalamak mümkün mü değildir? Ben ikinci kanaatteyim.
Mesela Moskova Büyükelçimiz Tansu Çiller'in danışmanı Volkan Vural ki, şu anda Doğan Medya Grubu'nda önemli bir pozisyondadır. Moskova'nın adamıdır.
MİT'in en kısa zamanda revize edilmesi, yeniden yapılandırılması gerekir." Aynı şeyi eski MİT müsteşarı Şenkal Atasagun için de yapıyor: "Özbekistan'da okulların kapatılmasına sebep olan sabık müsteşar Atasagun devlet içindeki Rusçu yapılanmanın en önemli simalarından birisidir."
Bu suçlamalar burada bitmiyor. Altaylı çok sayıda insanı böyle suçluyor. Onları da anlatmayı sürdüreceğiz.