Son dönemde sık sık Türkiye'nin önemli kurumlarındaki FETÖ'cü örgütlenmelere dikkat çeken yazılar yazdım.
İçişleri Bakanlığı'ndan, YÖK'e eğitimden bankalara uzanan bir diziydi bu. Bir yazıda da kamu bankalarından söz ettim. Ziraat, Halk, Vakıflar ve İller Bankası... Hepsinin bu konu üzerine hassasiyetle yaklaştıklarına eminim ama Ziraat Bankası yetkililerinin özel bir hassasiyet göstermelerine doğrusu çok sevindim.
Yetkililerin sık sık beni aramaları son birkaç yılda yaptıklarını ayrıntılı bir biçimde anlatmaları gerçekten değerliydi. Bir yetkili, özellikle son üç yılda çalışanlar ve verilen kredilerle ilgili ince eleyip sık dokuyan bir çalışma yaptıklarını söyledi.
Ve ülkenin sadece siyasi değil ekonomik bir savaşın içinde olduğu da hatırlatıldı.
Şu sıralarda S&P gibi yabancı derecelendirme kuruluşlarının hızla devreye sokulması boşana değil. Onlara karşı, başta Ziraat Bankası olmak üzere kamu kurumları ciddi bir mücadele veriyor.
Tabii Ziraat Bankası'nın benim gözümde özel bir yeri daha var, THY gibi Türkiye'nin "yerli ve milli" marka kurumlarından biri olması.
Kısaca şu gerçeği öğrendiğime sevindim, Ziraat Bankası, hem içeriden bizi çökertenlere karşı hassas davranıyor hem de küresel rolünün gereğini hakkıyla yapıyor.