Türkiye'de bırakın nanosiyaseti 20. yüzyıl siyasetinin gereği bile yapılmıyor. 12 Eylül darbesinin üzerinden 36 yıl geçmesine rağmen siviller olarak yeni bir anayasa bile yapamadık. Dahası yapamadığımız gibi tartışamıyoruz bile. Alın başkanlık sistemi meselesini... İddia ediyorum, bu konuda karşı çıkış yapan siyasi aktörlerin önemli bir kesimi konuyu bilmiyor bile. Bu konudaki yayınları okuduklarını da sanmıyorum.
Elimde Sabah gazetesinin internet sitesi editörü Yunus Göksu'nun hazırladığı yeni bir kitap var; "Başkanlık Sistemi Niçin Gerekli?" Dünden bugüne Türkiye'de başkanlık sistemiyle ilgili arayışlara, Özal'dan Türkeş'e önemli siyasi liderlerin başkanlık sistemiyle ilgili söylediklerine yer veren Göksu, kitabında başkanlık ve parlamenter sistemlerin güçlü ve zayıf yanlarını da kıyaslıyor.
İşin esasını ise yıllar önce eski bakanlardan deneyimli siyasetçi Korkut Özal özetliyor: "Siyasi tıkanıklığı aşmak, demokratik katılımı arttırmak için başkanlık sistemi, Partilerin oligarşik yapısını yıkmak için dar bölge, iki kademeli seçim sistemi, Yerel yönetimlerin gerçek manada güçlendirilmesi, Devletin ekonomiden çekilmesi..."
Türkiye'nin geleceğini dert edinenlerin bu konuları tartışması ve kafa yorması gerekiyor. Sevgili Göksu'nun kitabı bir başlangıç olabilir. İyi okumalar.