Yaklaşık 3 yıldır Türkiye, içerden ve dışarıdan çok yönlü saldırılarla boğuşuyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devre dışı bırakmak için yürütülen bu saldırıların başını da 17 Aralık darbesiyle açığa çıkan Gülen Cemaati çekiyor.
Neler yapmadılar ki, itibarsızlaştırma, yalan kampanyalar bir yana, içeride ve dışarıda kurdukları kirli ittifaklarla tam bir Türkiye aleyhtarı kampanyanın yürütücüsü oldular. Bu süre zarfında yapılan 4 seçimi de etkilemek istediler ama hiçbirinde başarılı olamadılar. Siyaseten yenildiler.
Şimdi sıra hukuk mücadelesinde... Şu sıralarda yoğunlaşan hukuk mücade- lesinde de sona yaklaşılıyor. Bu mücadelenin bir ayağını da bu yapının dış desteği oluşturuyor. Şu ana kadar bu konuda bir iki ülke hariç pek adım atılmadı.
Atılmadı çünkü büyük olasılıkla dışarıdaki güç odakları son seçimi bekledi. 1 Kasım seçimleri ve G20 zirvesindeki başarıdan sonra sanki dışarıdaki hava biraz olsun değişti. Bunun ilk işaretlerini de ABD medyasında görmek mümkün...
İki gün önce ABD'nin önemli gazetelerinden USA Today'de cemaatin siyasilere "şüpheli bağış"larıyla ilgili ilginç bir haber yer aldı. Daha önce Türkiye'de yazıldı, Gülen Cemaati, ülkeden topladığı himmet paralarıyla oralarda siyasilerin kampanyasına destek oluyor, önemli isimleri yurtdışı gezilere götürüyordu. Yeri geldiğinde de o isimlerin Türkiye aleyhine, konuşmalarını, imza vermelerini sağlıyordu.
USA Today ayrıntılı biçimde Gülencilerin bu sinsi faaliyetlerini masaya yatırıyor ve ilginç sonuçlara ulaşıyordu. Yazının başlığı bile çok şey anlatıyordu: "Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin seçim kampanyalarına bağış yapan şüpheli Türkler."
Washington mahreçli haber şu sözlerle başlıyor: "USA TODAY gazetesinin yaptığı araştırmaya göre, ABD Kongresi üyelerinin yurtdışı seyahatlerini usulsüz ve yasadışı yollarla finanse etmekle suçlanan Türkiye kökenli bir dini hareketin, Kongre üyelerinin ve başkan adaylarının seçim kampanyalarına da son yıllarda uygun olmayan şekillerde bağışlar yaptığı ortaya çıktı."
Gazete bir ay önce de "Kongre üyeleri ile yardımcılarının 200'ü aşkın yurtdışı gezisinin Gülen hareketince gizli şekilde finanse edildiğini" yazmıştı. O yazı üzerine de Cumhuriyetçi Parti'nin New Hampshire Senatörü Kelly Ayotte, 30 Nisan 2014'te aldığı 43 bin 100 dolarlık "şüpheli bağışı" iade edecek ve ABD Başkanı Barack Obama ve eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da dâhil aynı kişilerden bağış alanların paraları iade etmesi gerektiğini söyleyecekti.
Gazete, bu kez yaptığı haberi biraz daha derinleştiriyordu. Örneğin Ayotte'ye bağış yapanların Senatör hakkında hiçbir şey bilmediğini, erkek sandıklarını ve mali durumlarının uygun olmadığını tespit ediyordu.
Mali durumu uygun olmayanlardan biri de Teksas'tan seçilen Cumhuriyetçi üye Henry Cuellar'a bağış yapan Bilal Ekşili... Yıllık maaşı 31 bin 592 dolar olan Ekşili'nin 2010'dan beri siyasi kampanyalara 38 bin dolar bağışta bulunduğu görülüyor. Oysa resmi kayıtlarda evi bile yok.
Gazete ABD kamuoyuna son durumu şöyle iletiyordu: "Bağışçıların Türk hükümetince ülkede darbe teşebbüsü yapmakla suçlanan ılımlı İslamcı Gülen Cemaati'yle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. Türk basınında çıkan haberlere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hafta içinde G-20 Liderler Zirvesi için Türkiye'yi ziyareti eden Obama'dan, yaklaşık 20 yıldır Pennsylvania'da yaşayan Fethullah Gülen'in iadesini bir kez daha istedi."
Bu haber de gösteriyor ki, sadece içeride değil dışarıda da darbeci Gülenciler sıkışıyor.