Çözüm sürecinde atılan son adımın ne kadar tarihi olduğunu, Dolmabahçe Mutabakatı'nın ortaya koyduğu o fotoğraf bile anlatıyor. Hükümet, HDP ve Öcalan adı bir arada. Sırtında 30 yıllık çatışmacı dönemin yükünü taşıyan siyasi bir hareket için bu fotoğraftan daha meşruiyet sağlayıcı bir adım olabilir mi?
Hükümet veya devlet için de Öcalan'ın yaklaşımları bir o kadar tarihi ve önemli... Kürt meselesi gibi bölgesel ve uluslararası boyutu olan karmaşık bir soruna, siyasetle "ortak vatan" ekseninde çözüm üretmek, hele de milliyetçi özlemlerin sürdüğü, uluslararası güçlerin "kışkırtıcı vaatlerde" bulunduğu bir zeminde bunu yapmak hiç kolay değil.
Dolmabahçe Mutabakatı kolay olmayanı başarmayı hedeflediği için tarihi bir adım. Ne yazık ki bu adımı, ne CHP ve MHP muhalefeti, ne de muhataplığın bir parçası olduğu halde HDP yönetimi görebiliyor. CHP ve MHP'nin seçime endeksli sığ yaklaşımlarıyla, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın "Bu hükümet barış hayali kuruyor" gibi akla ziyan açıklamaları bu öngörüsüzlüğün bir sonucu.
Aslında AK Parti karşıtlığı üzerinden siyaset yapan muhalefetin temel sorunu, Türkiye'nin yeni yolculuğunu ve çözüm sürecinin ruhunu anlamaması ya da anlamak istememesi. Bu noktada, sadece hükümetin bakış açısı değil, Öcalan'ın Türkiye'ye, Kürt meselesine ve çözüme nasıl baktığı da görülmeli. CHP ve MHP bunu görmek istemiyor ama ilginçtir HDP yönetimi ve çevresi de görmezlikten gelip unutturmaya çalışıyor.
Tıpkı 21 Mart 2013 Newrozunda olduğu gibi. Oysa ortaya çıkan 10 madde ve PKK'nin kongreye çağırılması tarihi önemde ve geçmişi olan bir konu. Bunun için Öcalan'ın yazdığı kitaplara ve konuşmalarına bakmak yeterli. Özellikle de Kürt Sorununda Demokratik Çözüm Bildirgesi ve Demokratik Uygarlık Manifestosu kitabına... İşte dünden bugüne, 10 maddede ifadesini bulan değişimin ipuçları:
Silahlı mücadeleye son: "PKK artık bir yol ayrımındadır. Ya klasik çizgisinde daha katılaşıp iç ve dış olanaklara dayanarak yaşamını sürdürecek ya da dünya ve Türkiye realitesini doğru değerlendirip silahlı mücadelesini yasal güvenceler temelinde bırakıp, Türkiye bütünselliğini (...) esas alan bir yapıya dönüşecek. Tarihi aşama budur. Bu aşama asla döneklik ve tasfiyecilik olarak ele alınmamalıdır."
Şiddetsiz demokrasi: "Demokrasi şiddetle yürümez, bunun için şiddete kaynaklık eden sorunlar barışçıl yollarla çözülmeli, şiddet artık Cumhuriyetin gündeminden kalkmalıdır..."
Ortak vatan: "Demokratik Cumhuriyet'in en önemli ilkesi Misak-ı Milli esaslarına bağlılık, ortak vatan gerçeğini tartışmasız kavramak ve kabul etmek olmalıdır. Özgür vatan birliği, bütünlüğü kutsaldır, tartışılamaz."
Ortak değerler ve semboller: "Demokrasimizi birlikte kurmalı, geliştirmeliyiz. Cumhuriyetin kuruluş ve korunmasında emeği geçen tüm şehitleri şehitlerimiz bilmek, kurucusunu minnettarlık ve saygıyla anmak, bayrağını gururla selamlamak bunun için esastır."
Resmi dil ve asimilasyon: "Resmi dil Türkçe olmalı. Her iki toplum açısından da sağlıklı asimilasyon reddedilmez."