Musul'un Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü tarafından işgali yeni yüzyılın kırılma noktası olacak gibi görünüyor. Irak'ta ABD işgalinden sonra Kürt bölgesi hariç, Şii ve Sünni bölgelerde "devlet" ortadan kalktığı için kaotik bir durum vardı.
Ama IŞİD'i Musul'u işgale götüren sadece bu kaotik zemin değil, arkasında bölgeyi yeniden şekillendirmek isteyen küresel bir akıl da var.
Bu küresel akıl, Arap Baharı'yla önü açılan "yerli" güçlerin gelişmesinden korktuğu için geçen yılın mayıs ayından bu yana önce Mısır ve Türkiye'de eş zamanlı bir operasyon başlattı. Mısır'daki darbe, Türkiye'deki darbe girişimleri bu çabanın ürünüydü. Ortadoğu'dan Afrika'ya özellikle enerji bölgelerinin çoğunda IŞİD gibi terörist örgütler devreye sokuldu. Bölgede "makul ve yerli" güçler (İhvan gibi) itibarsızlaştırılıp cezalandırılırken, "şeriatçı-terörist" yapılar öne çıkartıldı.
Suriye'deki Esad rejimi bu sayede ayakta kaldı. Şimdi Musul üzerinden kirli bir hesap devreye sokuluyor. Bölge mezhep ve etnik savaşlarla dizayn edilmek isteniyor. Bu hedefin içinde Türkiye ve Irak Kürdistan'ı da var. Ancak tarihte olduğu gibi bu plan, kendi içinde farklı bir sürecin doğmasını da barındırıyor. Türkiye'nin 15 gün önce terör listesine aldığı bir örgütün dayatması, bölgede Şii-Sünni, Türk-Kürt hatta Türkiye-İran yakınlaşması gibi yeni bir döneme de yol açabilir. Kısa vadede kanlı ve sancılı bir süreç olasılığı var ama görünen o ki, Ortadoğu 100 yıl sonra normalleşme yoluna giriyor.