Yerel seçimlere gidiyoruz ama ortada bir seçim havası yok.
Nasıl olsun ki, ülke devleti içerden kuşatan bir yapının akıl almaz operasyonlarıyla uğraşıyor.
Amaç da belli, seçimleri etkilemek.
Aslında eski sistemin aktörleri neredeyse her önemli seçim öncesi benzer tuzakları kurdu, uğraştı ama başaramadı.
Şimdi son bir atak yapılıyor.
Yargı-polis eksenli bu atakla siyasetteki "mühendislik" çabaları arasında da ciddi bir paralellik var.
Operasyon hükümeti zorlayacak, oylar da CHP'ye akacak...
CHP- cemaat flörtü, CHPcemaat-
İstanbul sermayesi ilişkileri bu eski siyasi aklın bir ürünü... Bu ilişki artık gizlenecek, saklanacak durumda da değil.
Ortada dizayn edilmiş, CHP etrafında kümelenen bir muhalefet fotoğrafı var. Buna şimdilerde başka bir kulvardan BBP de ekleniyor.
CHP'deki mühendisliği hem ülke genelinde hem de İstanbul özelindeki belediye başkanı adaylarında görmek mümkün.
Sadece büyükşehirler değil, il ilçe adayları da aynı. Alın CHP'nin açıklanan İstanbul'daki 20 ilçe adayını... Büyük oranda Hüsamettin Özkan- Mustafa Sarıgül imzası taşıyor. Sanki 1999'daki cemaate de sempatik gelecek bir profil var.
Sol ve CHP geleneğinden gelen Özgen Nama, Hızır Yılmaz gibi birkaç isim dışındakiler ağırlıkla böyle. CHP, 13'ü elinde olan, 6'sı da bekletilen ilçe adaylarını açıkladığında bu fotoğraf net ortaya çıkacak ama bu aday tablosuyla CHP'nin iş zor görünüyor.
Cemaat, uzun yıllardır oluşturduğu "sivil" imaja karşın, nasıl siyasete bodoslama girerek intihara sürüklendiyse, CHP'yi de benzer bir son bekliyor.
Toplumun beklentilerine cevap verecek siyaset üretmeden, ortaya projeler koymadan sadece "siyaset mühendisliği" yaparak "toplama" adaylarla seçim kazanmak dün mümkün olmadığı gibi bugün de olmayacak. Olası bir hayal kırıklığı kimseyi şaşırtmasın.