Yerel seçimlere giderken PKK-BDP eksenli Kürt siyaseti derin bir tartışma yaşıyor. Merkezinde sivil siyasetin olduğu çok yönlü bir tartışma bu.
Kürt kimlikli bir parti mi, yoksa Türkiye partisi mi? Eski siyasi kadrolar mı yoksa yeni kadrolar mı? Bir de tabii, "Türkiye partisine dönüşürken kiminle ittifak yapılacak?" sorusu var.
Bu son sorunun Öcalan'ın "Türkiyelileşmek" projesinin bir parçası olduğu biliniyor. Çıkış noktası da BDP'nin Türkiye partisine dönüşmesi... Ancak bu talep BDP içinde şimdilik kabul görmedi. Sadece Sabahat Tuncel ve bir iki kişi destekledi o kadar.
Bunun nedeni de "Kürtlerin etkin olduğu bir parti yüzde 1'leri bulmayan sosyalist solla ittifak yaparak Türkiye partisi olamaz" düşüncesi...
Türkiyelileşmenin, Kemalizm etkisinin güçlü olduğu sol üzerinden mi yoksa geniş kitleleri kucaklayan demokrat bir kesim üzerinden mi yapılması önemli bir ayrılık noktası. Öcalan'ın da ikinci yolu tercih ettiği ancak eldekilerle yetinmek zorunda kaldığı konuşuluyor.
Durum böyle olunca BDP, Kürtlerin yaşadığı bölgede, HDP ise başta büyük kentler olmak üzere Türkiye'nin önemli illerinde ayrı ayrı seçime katılacak. HDP'nin 27 Ekim'de kongresi var. Şimdiden Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve Sabahat Tuncel gibi bazı isimler bu partiye geçti. Büyük olasılıkla geçmişte sol blok içinde yer alan küçük partiler de HDP'de buluşacak.
Ortaya nasıl bir parti çıkacağı ve ne kadar etkili olacağı bilinmiyor.
Partinin başına Kürkçü mü yoksa Sırrı Süreyye Önder mi gelir o da belirsiz. Ama HDP için en önemli ölçü İstanbul. İstanbul'da CHP'yle ittifak değil ama "oylar bölünmesin" diye bir "kıyak" yapılma olasılığından söz ediliyor. Bunun ölçüsü de Önder'in aday olup olması...
Bakalım "AK Parti gitsin" lobisi ne yapacak?