Son dönemlerde siyasal ve toplumsal gerilim daha hissedilir biçimde arttı. Bunun birçok nedeni olabilir ama en önemlisi "çözüm süreci" ekseninde Türkiye'nin derin değişimidir.
Bundan, eski sistemin sürmesini isteyenler, yeni dönemde etkinliklerini yitirecek olanlar veya pay alamayanlar en önemlisi de bu sorunlarını çözmüş bir Türkiye'yi istedikleri gibi yönetemeyecek olanlar rahatsız... Yaşadığımız gerilimin temelinde bu yatıyor. Değişim ve dönüşüm sancısını yaşıyoruz. Bu sancının en yoğun hissedildiği alan Kürt meselesi... Oraya neşter atmaya kalkanların neler yaşadığını yakın tarihimizden biliyoruz.
Şimdi onu çözmenin arifesindeyiz.
Gerilimin daha da artacağı çok açık... Ama kaygıya gerek yok, eylül ayı aynı zamanda sürprizler ayı olacak... Bakın, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, "hayal bile edemeyeceğimiz" dediği demokratikleşme paketinde son noktaya gelindi.
O pakette çok sayıda madde var ama şu birkaç madde bile devrim niteliğinde;
Ruhban Okulu'nun açılması, kamu hizmetlerinde başörtüsü yasağının kaldırılması, anadilde özel eğitim kurumlarının kurulması ve "İnanç Merkezi" adı altında Alevilerin Cem evi meselesinin çözülmesi...