Barış süreci konusunda sadece tek tek aydınlar, yazarlar değil CHP gibi bir ana muhalefet partisi de yanlış yerde duruyor. CHP'nin bu duruşu, hem tarihiyle hem de son siyasi vaatleriyle derin çelişki içinde.
Parti böylesine Türkiye toplumunun kaderini derinden etkileyecek bir konuda, kendi pozisyonunu AK Parti üzerinden tanımlıyor. Elbette, yüzde 50 oy alan bir AK Parti'nin daha rahat davranıp CHP'ye el uzatması, sürece dahil etmek için zorlaması tercih edilirdi. Hâlâ da bu fırsat kaçmış değil. Tıpkı BDP'ye yapıldığı gibi.
Hatırlayın, AK Parti'nin birkaç ay önce BDP ile ilişkisini. Kanlı bıçaklı değiller miydi? Demek ki istenince oluyor.
Şimdi buraya bir nokta koyup, CHP'ye dönelim. Diyelim ki AK Parti, CHP'ye el uzatmak istemiyor ve onu sürecin dışında tutmak istiyor.
Peki, CHP, AK Parti'ye kızıp neden barış sürecinin dışında kalıyor? AK Parti'ye rağmen Türkiye için barış sürecine destek vermesi gerekmez mi?
CHP'nin genetiği ve iç sıkıntıları olduğunu daha önce yazdım ama yine de CHP bu tavrını gözden geçirmeli. Hem Cumhuriyet'in kurucu partisi olmak, çok partili sistemi getirmek hatta 1963'te AB'ye başvurmak gibi tarihi kırılma anlarındaki rolünden söz edeceksiniz hem de 100 yıllık bir sorun çözülürken o tarihi role uygun tavır almayacak "oyun dışında" kalacaksınız!
CHP'lilerin buna bir "cevabı" var mı, doğrusu merak ediyorum.