8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümündeki "zehir" meselesi henüz netleşmedi. Daha önce de yazdım, zehir çıkmazsa bile benim Özal'ın ölümüyle ilgili şüphem sürüyor.
Özal, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci ve çok sayıda komutanın arka arkaya ölümleri tesadüf olamaz.
Tıpkı Uğur Mumcu, 33 askerin Bingöl'de şehit düşmesi ve Sivas Madımak vahşeti gibi.
Birkaç gün önce Habertürk gazetesinde Zirve Yayınevi katliamı davasının gizli tanığı İlker Çınar'ın çarpıcı bir ifadesi yayınlandı.
İfade tarihi 5 Şubat 2012... Yani Özal'ın mezarının açılma kararından yaklaşık 10 ay önce...
Eski uzman çavuş Çınar, Malatya Zirve Yayınevi'nde Alman uyruklu 3 kişinin katledilmesine ilişkin davada hem emekli orgeneral Hurşit Tolon'la birlikte sanık olarak yargılanıyor hem de o davanın gizli tanığı...
Söyledikleri yabana atılacak gibi değil. Bakın 10 ay önce mahkeme huzurunda ne diyor:
"TUSHAD Ergenekon yapılanmasıdır. JİTEM de bu birime bağlıdır. Ben de TUSHAD'a bağlı çalışan Beyaz Kuvvetler'de görev yaparken, Eşref Bitlis ve Özal suikastlarını öğrendim. Kalp krizine yol açan ve her Beyaz Kuvvet mensubunun da bildiği Polonyum 210 ve Amerikyum 241 isimli radyoaktif ilaçlar Özal'a verilmişti. Bakın 240 bile demiyorum. 241 diyorum. Bu kadar eminim."
Gizli tanığın söyledikleriyle Adli Tıp'ta ortaya çıktığı iddia edilen maddeler aynı. Bu tesadüf mü?
Şu sözler de o gizli tanığa ait: "90'lı yıllarda işlenen Kışlalı, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy gibi siyasi cinayetler ile Gaffar Okkan'ın öldürülmesi de Siyah Kuvvetler'in faaliyetlerindendir."
Bu derin olayları bu kadar rahat anlatması şaşırtıcı. Bu yüzden merak ediyorum; Acaba başka belge ve bilgiyle bu iddialar destekleniyor mu? Savcı İsmail Aksoy'un, bu ifadeleri Özal'ın ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Savcı Kemal Çetin'e gönderdiği biliniyor ama bu kadar önemli ifadelerle ilgili başka işlem yapmadı mı?
Acaba gizli tanık böyle şeyler söyleyerek yönlendirme mi yapıyor?
Savcıların görevi sadece o ifadeleri kayda almak değil gereğini de yapmaktır. Merakla bekliyoruz.